Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5456
Karar No: 2015/12937

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/5456 Esas 2015/12937 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/5456 E.  ,  2015/12937 K.
"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

K A R A R

Davacı gerçek kişi vekili 26.02.2013 havale tarihli dilekçesiyle; müvekkilinin maliki olduğu 2545 ada 8 sayılı parselin orman olduğu gerekçesiyle tapu kaydının 2010 yılında kesinleşen mahkeme kararıyla iptal edildiğinden bahisle fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla 1000,00.-TL maddî tazminatın taşınmazın tapu iptal kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Daha sonra 27.01.2014 tarihli harçsız ıslah dilekçesiyle tazminat isteğini arttırarak toplamda 31.382,00.-TL tazminat isteğinde bulunmuştur.
Tazminat istemine dayanak 2545 ada 8 parsel sayılı taşınmaz arsa niteliğiyle ve 461,50 m² yüzölçümüyle davacı adına tapuda kayıtlı iken, Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin ... gün ve .../... – .../... sayılı kararı ile 2545 ada 8 sayılı parselin kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydı iptal edilerek parselin orman vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, karar temyiz edilmeksizin 14.09.2010 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemece dava kabul edilmiş ve 31.382,00.-TL maddî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, davalı ...nin temyizi üzerine 5. Hukuk Dairesince yerel mahkeme kararı onanmıştır.
Davalı ... vekili bu kez Yargıtay kararının düzeltilmesini istemiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini isteğine ilişkindir.
Taraflardan her biri, yapmış olduğu usûl işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Islahın kısmen veya tamamen olduğuna bakılmaksızın taraflar aynı davada ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir. Ancak ıslah işlemi harca tâbi bir işlem olup ıslah edilen husus değer artırımı ise nispi tarifeye göre, değilse maktu harç yatırılmalıdır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi ıslah harcının alınması gerekir.
492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz” hükmü yer almaktadır. Bu kanunî düzenleme gereğince ıslah edilen miktar yönünden bakiye nispi karar ve ilâm harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ... gün ve .../...-... E. - .../... K. sayılı kararında da bu görüş benimsenmiştir.
Somut olayda, davacılar vekili dava dilekçesinde 1.000.-TL olarak açıkladığı tazminat talebini, 27.01.2014 tarihli dilekçe ile 31.382,00.-TL’ye arttırmış ise de ıslah harcının yatırılmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre mahkemece, ıslah harcını tamamlamak üzere davacıya süre ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken harcı yatırılmayan ıslah beyanına değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
Bu itibarla, yerel mahkeme kararının yukarıda belirtilen neden ile bozulması gerektiği halde onanması doğru görülmediğinden davalı ... vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin önceki onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin ... gün ve .../... – .../... sayılı onama kararı kaldırılarak, 30/01/2014 gün ve .../...-.../... sayılı yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 21/12/2015 günü oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Sayın çoğunluğun bozma nedenini yargılamanın geldiği aşama itibariyle Hukuk Muhakemeleri Kanununun 30. maddesinde düzenlenen usul hukukuna hâkim olan ilkelerden usûl ekonomisi ilkesi (yargılamanın basit, çabuk, ucuz yürütülmesi) ile bu ilke kapsamındaki yargılamanın makul süre içinde yürütülmesi ilkesine uygun görmemekteyim. Bu nedenlerle işin esasının incelenmesi gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi