20. Hukuk Dairesi 2015/9985 E. , 2015/12938 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 18/12/2014 gün ve 2014/16960 – 2014/30727 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla ve 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 09.02.2011 tarih ve 6110 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 14. maddesinin son fıkrası ve aynı Kanuna 6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen geçici 14. maddesi ile 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı ... Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun işbölümüne ilişkin 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararı gereğince, karar düzeltme incelemesi yapma görevinin Dairemize ait olduğu anlaşılmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı gerçek kişiler vekili 18.06.2013 havale tarihli dilekçesiyle; müvekkillerinin murislerinin maliki olduğu 2545 ada 7, 9 ve 10 sayılı parsellerin ... olduğu gerekçesiyle tapu kayıtlarının 2011 yılında kesinleşen mahkeme kararıyla iptal edildiğinden bahisle fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla 1000,00.-TL maddi tazminatın taşınmazların tapu iptal kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Daha sonra 10.04.2014 tarihli harçsız ıslah dilekçesiyle tazminat isteğini artırarak toplamda 117.641,87.-TL tazminat isteğinde bulunmuştur.
Tazminat istemine dayanak 2545 ada 7, 9 ve 10 sayılı parsellerden 7 sayılı parseller arsa 9 ve 10 sayılı parsel tarla niteliğiyle ve sırasıyla 339,29 m²; 675,6 m² ve 448,29 m² yüzölçümleriyle davacıların murisleri adına tapuda kayıtlı iken sırasıyla ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.03.2010 gün ve 2009/41 – 2010/128 sayılı kararıyla, 7 sayılı parselin krokide (A) ve (B2) ile gösterilen sırasıyla 132,71 m² ve 206,58 m² yüzölçümündeki bölümlerinin, yine aynı mahkemenin 26.03.2010 gün ve 2009/45 – 2010/132 sayılı kararıyla 9 sayılı parselin tamamının, yine aynı mahkemenin 26.03.2010 gün ve 2009/74 – 2010/129 sayılı kararıyla 10 sayılı parselin tamamının tapu kaydı iptal edilerek parselin ... vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, bu kararlar Yargıtay denetiminden geçerek sırasıyla 09.02.2011, 04.04.2011 ve 05.04.2011 tarihlerinde kesinleşmişlerdir.
Mahkemece dava kabul edilmiş ve 117.641,87.-TL maddi tazminatın 72.231,42.-TL’sine 04.042011 tarihinden, 44.149,65.-TL’sine 05.04.2011 tarihinden ve 1260,80.-TL’sine 09.02.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...den alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, davalı ...nin temyizi üzerine 5. Hukuk Dairesince yerel mahkeme kararı onanmıştır.
Davalı ... vekili bu kez Yargıtay kararının düzeltilmesini istemiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini isteğine ilişkindir.
Taraflardan her biri, yapmış olduğu usûl işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Islahın kısmen veya tamamen olduğuna bakılmaksızın taraflar aynı davada ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir. Ancak ıslah işlemi harca tâbi bir işlem olup ıslah edilen husus değer artırımı ise nispi tarifeye göre, değilse maktu harç yatırılmalıdır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi ıslah harcının alınması gerekir.
492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz” hükmü yer almaktadır. Bu kanuni düzenleme gereğince ıslah edilen miktar yönünden bakiye nispi karar ve ilâm harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.12.2013 gün ve 2013/21-445 E. - 2013/1625 K. sayılı kararında da bu görüş benimsenmiştir.
Somut olayda, davacılar vekili dava dilekçesinde 1.000.-TL olarak açıkladığı tazminat talebini, 10.04.2014 tarihli dilekçe ile 117.641,87.-TL’ye arttırmış ise de ıslah harcının yatırılmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre mahkemece, ıslah harcını tamamlamak üzere davacılara süre ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken harcı yatırılmayan ıslah beyanına değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
Bu itibarla, yerel mahkeme kararının yukarıda belirtilen neden ile bozulması gerektiği halde onanması doğru görülmediğinden davalı ... vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin önceki onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 18/12/2014 gün ve 2014/16960 – 2014/30727 sayılı onama kararı kaldırılarak, 24/04/2014 gün ve 2013/449-2014/194 sayılı yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 21/12/2015 günü oy çokluğuyla karar verildi.
(Karşı Oy)
KARŞI OY YAZISI
Sayın çoğunluğun bozma nedenini yargılamanın geldiği aşama itibariyle Hukuk Muhakemeleri Kanununun 30. maddesinde düzenlenen usul hukukuna hakim olan ilkelerden usûl ekonomisi ilkesi (yargılamanın basit, çabuk, ucuz yürütülmesi) ile bu ilke kapsamındaki yargılamanın makul süre içinde yürütülmesi ilkesine uygun görmemekteyim. Bu nedenlerle işin esasının incelenmesi gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum.