16. Hukuk Dairesi 2014/11074 E. , 2015/15735 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: .. KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/05/2011
NUMARASI : 2011/1-2011/1
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında çalışma alanı içinde kalan 580 parsel sayılı 16.690 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve satın alma nedeni ile eşit paylarla davalılar .... adına, 585 parsel sayılı 3.000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeni ile paylı olarak davalı .... ve dava dışı .. ve paydaşları adına, 584, 939, 940, 941 ve 943 parsel sayılı 14.855, 97.500, 38.275, 62.250 ve 33.450 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ise tapu kaydı miktar fazlası olmaları nedeni ile davalı Hazine adına tespit edilmiştir. İtirazı kadastro komisyonunca reddedilen davacı ...., tapu kaydına, miras yolu ile gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak anılan parseller ile birlikte 941 ve 939 parsel sayılı taşınmazlar arasında kalan ve tespit harici bırakılan çalılık niteliğindeki yerin tamamına yönelik olarak adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece usule ilişkin bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davacının 580, 584, 585, 940 ve 943 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davasının reddine, taşınmazların tespit gibi tesciline, davacının 939 ve 941 parsel arasında kalan tapulama harici çalılığa ilişkin davasının reddine, 939 ve 941 parseller hakkındaki davanın kısmen kabulüne, 22.12.2008 tarihli bilirkişi raporu ve eki olan krokide 939 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen, 941 parsel sayılı taşınmazın ise (C) harfi ile gösterilen bölümlerinin tespitlerinin iptali ile davacı adına, kalan bölümlerin tespit gibi davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vasisi .... ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre dava konusu 580, 584, 585, 940 ve 943 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- Davacının dava konusu ettiği 939 ve 941 parsel sayılı taşınmazlar arasında kalan alan kadastro sırasında çalılık olarak tapulama harici bırakılmış ve bu bölüm hakkında tutanak düzenlenmemiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 26. maddesi uyarınca Kadastro Mahkemesinin görevi kadastro tutanağının düzenlenmesi ile başlar. Paftasında çalılık olarak tapulama harici bırakılan yer hakkındaki uyuşmazlığa bakmak Kadastro Mahkemesinin görevi dışında bulunmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece kadastro tutanağı düzenlenmeyen çekişme konusu taşınmaz hakkında görevsizlik kararının verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın esasına girilerek reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vasisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
3- Dava konusu 939 ve 941 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemece, dava konusu taşınmazların davacı tarafın tapu kaydının kapsamı dışında kaldığı, 939 parselde (A), 941 parselde ise (C) harfi ile gösterilen bölümler yönünden davacı yararına zilyetlik ile edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek sureti ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli değildir. Dava konusu 941 parsel sayılı taşınmaz davacı .... adına tespit edilip kesinleşen 583 parsel sayılı taşınmaza kadastro tespiti sırasında uygulanan mahkeme kararı ile oluşan 16.06.1938 tarih ve 15 nolu sicilden gelen 13.02.1970 tarih ve 8 sıra numaralı tapu kaydının miktar fazlası, 939 parsel sayılı taşınmaz ise yine davacı .... adına tespit edilip kesinleşen 556 ve 582 parsel sayılı taşınmazlara kadastro tespiti sırasında uygulanan ve mahkeme kararı ile oluşan 14.06.1938 tarih ve 14 nolu sicilden gelen 27.04.1973 tarih ve 5 sıra numaralı tapu kaydının miktar fazlası olarak Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı dava konusu taşınmazların da tapu kaydı kapsamında kaldığını ve taşınmazların zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. 583 parsel sayılı taşınmaza uygulanan 13.02.1970 tarih ve 8 sıra numaralı tapu kaydının 3 hududu kişi yerlerini okumakta olup güney hududunu Vadi Arap okumaktadır. Yine 556 ve 582 parsel sayılı taşınmazlara uygulanan tapu kaydı da kuzey hududunu Vadi Arap okumakta olup gerek 939 parsel sayılı taşınmazın batısında bulunan taşınmazlara uygulanan tapu ve vergi kayıtları gerekse 941 parsel sayılı taşınmaza komşu olan taşınmazların kayıtları dava konusu taşınmaz yönünü davacının miras bırakan annesi Azize okumaktadır. Ayrıca 941 parsel sayılı taşınmazın birleşen dosyasında yapılan keşifte dinlenen bilirkişiler Vadi Arap olarak okunan sınırın Arap Deresi olduğunu ve o güne kadar yön ve yatak değiştirmediğini beyan etmişlerdir. Mahkemece söz konusu derenin kadimden beri yön ve yatak değiştirmeyen dere olup olmadığı, sabit sınır olarak kabul edilip edilmeyeceği ve diğer hudutların da sabit sınır olup olmadıkları konusunda yeterli araştırma yapılmadığı gibi taşınmazların niteliklerinin zilyetliğin varlığının olup olmadığının araştırılması yönünden zirai bilirkişi incelemesi de yaptırılmamıştır. Bu şekilde eksik ve yetersiz inceleme ile karar verilmesi doğru değildir. Sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için; taşınmazın bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve aynı yönteme göre belirlenecek taraf tanıkları ile 3 kişikik zirai bilirkişi ile jeolog bilirkişi ve harita mühendisinden oluşan bilirkişi kurulu huzuru ile dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20. maddesi hükmü uyarınca dayanılan tapu kayıtları yerel bilirkişi yardımı ile zemine uygulanmalı, uygulamada tapu kaydının haritası yoksa tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri esas alınmalı, tapu kaydında tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellere ait kadastro tespit tutanakları ve dayanak belgeleri de sorulmak sureti ile denetlenmeli, jeolog bilirkişiden Arap Deresi olarak gösterilen derenin kadim dere olup olmadığı, yön ve yatak değiştirip değiştirmediği gibi konularda ayrıntılı rapor alınmalı, harita mühendisi uzman bilirkişiye tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, böylece tapu kayıtlarının kapsamı kesin olarak belirlenmeli, 3 kişilik zirai bilirkişi kurulundan taşınmazların niteliği, özellikle tapu kaydının kapsamı dışında kalan yerler açısından tespit tarihinden önceye ilişkin kullanımın olup olmadığı hususlarında ayrıntılı rapor alınmalı, tapu kayıtlarının kapsamları dışında kalan bölümler olduğu takdirde kadastro tespit gününe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinme koşullarının davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar göz önünde bulundurulmaksızın yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı .... vasisi ...."nın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 17.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.