3. Hukuk Dairesi 2016/10756 E. , 2017/17254 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, dava dilekçesinde; davalı ..."nın şirket aleyhine başlatılan icra takipleri hakkındaki borçları tahsil amacıyla şirkete gelerek görüşmeler yaptığını, kendisini avukat olarak tanıttığını, şahsın ilgili dosyaların alacaklı vekili olan diğer davalı yanında çalışan avukat kâtibi olarak görev yaptığını, kendilerinin de borçlarını ödeme girişiminde bulunduklarını, ödedikleri paraların banka hesabından çekildiğini, ayrıca şirketler borçlusu oldukları icra dosyalarına ödemeler yaptıklarını, lakin dosyaların alacaklı vekili ... tarafından fazla tahsil edilen ödemelerin hiçbirinin dosyalara bildirilmediğini, mağdur olduklarını; fazla ödemelerin taraflarınca tespitinin mümkün olmadığı ve teknik bir inceleme gerektiğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, şimdilik 10.000 TL "nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalılar, cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacıların taleplerinin aynı davada birleşmesinin mümkün olmadığını, her iki davacıya ayrı ayrı icra takipleri yapıldığını, ... hakkında yapılan şikayet bulunmuş ise de kovuşturmaya yer olmadığına kararı verildiğini, ..."nın da hiçbir zaman davacılar adına tahsilat yapmadığını, tahsilatları yapanların Av. ... olduğunu, ödemelerin içinde daha önce açılmış dosyalara ilişkin ve henüz takibi yapılmamış davacılara iade edilen senetlerinde olduğunu, takibe konulmayan senetlerin asıllarını borç bittikten sonra teslim edildiğini savunarak; davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; takip dosyalarına yapılan ödemeler ile takip dosyası haricinde yapılan ve belgelenen tüm ödemeler ile her bir takip dosyasındaki alacak tutarı birlikte hesaplandığında davacıların fazla ödemede bulundukları iddiasının kanıtlanamadığı, takip dosyalarının incelenmesi sonucunda işlemden kaldırıldıkları 31.12.2014 tarihine kadar herhangi bir tahsilât bulunmadığının anlaşıldığı, dava dilekçesinde gösterilmeyen üç adet takip
dosyasındaki tahsilât toplamı ise takip konusu alacaktan daha az olduğunu, dava dilekçesinde gösterilen yedi adet takip dosyası ile davalı tarafça bildirilen üç adet takip dosyası toplamının birlikte hesabında dava tarihi itibariyle alacak tutarının 648.558,19 TL olduğu, dava dilekçesinde belirtilen takip dosyalarında fazla ödeme yapıldığı iddiasının kanıtlanamadığı; yapılan kısmi ödemelerin takip konusu alacağı karşılamaktan uzak olduğu, fazla ödeme iddiasının davalı tarafça da kabul edilmediği, soyut iddiaya dayalı ödeme iddiasına itibar etmenin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda, davacılar, davalarında davalı tarafından yapılan 7 adet icra dosyasından (... İcra Müdürlüğünün 2012/16638, 16639, 16640, 16641, 16642, 16643, 16644 esas sayılı) fazla para alındığı yönünde talepte bulunmuş olup, mahkemece, bilirkişi kurulunun 12.10.2015 tarihli raporu hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiş ise de; hükme esas alınan 12.10.2015 tarihli raporda hesaplama yapılırken davacıların fazla ödeme yaptığı icra dosyalarının haricinde kalan dava dışı üç adet icra dosyasını (2012/2235, 10877, 752 esas sayılı) da değerlendirerek hesaplama yaptığı, böylece, davacıların ödeme iddiasının maddi dayanaktan yoksun olduğunu rapor etmiştir. Aynı bilirkişi kurulu tarafından alınan 17.08.2014 tarihli raporda dava dilekçesinde belirtilen 7 adet icra dosyası üzerinde yapılan incelemede davacı tarafından fazla ödenen tutarın 72.309,91 TL olarak rapor edilmiştir. Raporlar arasında çelişki olması hasebiyle bu çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Oysaki, mahkeme; tarafların iddia ve savunmaları ile bağlı olup, iddia ve savunma dışına çıkarak karar veremez. Mahkemece, dava konusu edilen 7 adet icra dosyası yönünden yeniden konusunda uzman başka bir bilirkişi kurulu heyetinden tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli olacak şekilde, yapılan ödemelerden dava dışı icra dosyalarına yapılan ödemeler dışlanmak suretiyle alınacak rapor sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.