3. Hukuk Dairesi 2016/10777 E. , 2017/17268 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın husumetten reddine yönelik olarak verilen hükmün vekalet ücretine ilişkin maddesinin tavzihi kararının, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesinde; firmanın ... Özel Sağlık Hizm. San. Tic. A.Ş."ye hastaneleri bünyesinde yatarak tedavi gören sosyal güvenceli bir takım hastalar için 01.04.2014-31.07.2014 tarihleri arasında medikal malzeme tedarikinde bulunduğunu, firma ile Özel Hastane arasında medikal malzemelerin tedariki, teslimi ve hastaya uygulanması ile başlayan sonra malzeme bedelinin Özel Hastane tarafından SGK"ya faturalandırılması ve SGK tarafından fatura bedelinin Özel Hastaneye ödenmesi ile devam eden ve daha sonra da Özel Hastanenin SGK"dan tahsil ettiği fatura bedelini firmaya ödemesi ile son bulan bu süreçte "cari hesap ilişkisi" oluşturulduğunu, Özel Hastanenin 01.04.2014-31.07.2014 tarihleri arasında firmadan tedarik ettiği medikal malzemelerin bedelini SGK"ya faturalandırdığını ancak SGK"nın firmadan kaynaklandığını ileri sürülen bir sebepten dolayı fatura bedelini Özel Hasteneye ödemediğini, bunun üzerine Özel Hastanenin 77.018,40 TL"lik bedelli medikal malzemeler için ihtarname gönderdiğini, Özel Hastane tarafından gönderilen söz konusu ihtarnameye cevap verildiği, karşılıklı ihtarname sürecinden sonra Özel Hastaneye SGK tarafından daha sonradan kendilerine ödenen 2.700 TL"nin ilk bildirdikleri toplam tutardan düşülmesi neticesinde firma bakımından 74.318,40 TL"lik bir alacak kaybının kesin olarak vuku bulduğunu, firmanın SGK tarafından maddi zarara uğratılmasının tamamıyla hukuka aykırı olduğunun ortada olduğunu, bu nedenlerle; fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla firma tarafından tedarik edilen medikal malzemelerin bedeli olan 74.318,40 TL"nin ödemesini yapmayarak hali hazırda sebepsiz zenginleşen davalı SGK’dan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; başkanlıkları ile ... Özel Sağlık Hizm. San. Tic. A.Ş. arasında sözleşme mevcut olduğunu, sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet verecek nitelikte her hangi bir sözleşme veya taahhüt bulunmadığını, açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının, aralarında hukuki ilişki bulunan 3. kişiye karşı, söz konusu hukuki ilişki hükümlerine dayanarak, davasını açması gerekirken, aralarında doğrudan bir hukuki ilişki bulunmayan davalıya karşı davasını yönelttiği, bu haliyle davalı tarafın husumet itirazının yerinde olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle; davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen miktar üzerinden, yürürlükteki AAÜT uyarınca hesaplanan 8.345,47 TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından verilen 10.11.2015 tarihli dilekçe üzerine, mahkemece; 17.11.2015 tarihli tavzih kararı ile, 02.11.2015 tarih, 2015/51 ve 2015/746 EK sayılı ilamının hüküm kısmının 3. maddesinde yer alan "8.345,47 TL nispi vekalet" ifadesinin, "1.500,00 TL maktu vekalet" şeklinde değiştirilmesine karar verilmiştir. Mahkemece verilen tavzih kararını davalı vekili temyiz etmektedir.
6100 sayılı HMK’nın 305.maddesi gereğince; Hüküm yeterince açık değil ise veya icrasında tereddüt uyandırıyor ise, yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyor ise, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilirler. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez veya değiştirilemez. Asıl hükmü değiştirerek, hüküm sonucunu bertaraf edecek tavzih kararı verilemez.
Mahkemece, davacının talebi üzerine tavzih kararı ile vekalet ücretinin değiştirilmesi, HMK"nın 305. maddesinde tanımlanan tavzih nedenleri arasında yer almamaktadır. Bu itibarla hükmü değiştirecek nitelikte tavzih kararı verilemez.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile tavzihi ilişkin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.