Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/5037
Karar No: 2021/9730
Karar Tarihi: 07.10.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/5037 Esas 2021/9730 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacılar, davalı ile yaptıkları gayrimenkul satış sözleşmesine dayanarak taşınmazların tescilini veya bedelinin yasal faizi ile davacıdan tahsilini talep etmişlerdir. Ancak, taşınmazların Hazine adına tescilli orman arazisi olduğu tespit edildiği için, davacılar sadece sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde bedelin geri istenebileceği belirtilmiştir. Mahkemece, denkleştirici adalet kuralı gereğince iadeye karar verilirken, satış bedelinin ifanın imkânsız hale geldiği tarihteki alım gücüne uyarlanması gerektiği açıklanmıştır. Bu nedenle, mahkeme kararı bozulmuştur. Kanun maddeleri ise Türk Medeni Kanunu'nun 762. ve 763. maddeleridir.
3. Hukuk Dairesi         2021/5037 E.  ,  2021/9730 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacılar; davacılardan Ahmet ile diğer davacı ..."nin murisi olan ..."nın davalı ile aralarında harici olarak iki adet gayrimenkul zilyetlik devri ve satış sözleşmesi yaptıklarını, buna göre davalının zilyetliğindeki ... ... mevki doğusu 1804 - 1805 - 1806 parsel, batısı 2045 parsel, güneyi 2045 parsel ve kuzeyi 1810 ve 1696 parsel olan 22.958 metrekarelik arazinin 1/2 sine tekabül eden 11.479 metrekarelik kısmının güney tarafında kalan kısmını ... ve ..."na zilyetliği ile birlikte sattığını, bu kısmın 4.000 metrekaresini ..."na geriye kalan 7.479 metrekaresini ..."e vermeyi davalının kabul ve taahhüt ettiğini, davalının satış bedelini nakten aldığını, yine sözleşmeye dayanarak aynı yer ... mevki 8.000 metrekarelik gayrimenkulün krokide gösterilen ve tapuda 104 ada 9 ve 28 parsellere tekabül eden 2.000 metrekarelik kısmı ..."na geriye kalan 4.000 metrekarelik kısmı ..."e bedeli karşılığında davalının sattığını, parasını peşin aldığını, davacıların zilyetliği ellerinde bulundurduklarını, ancak ifa imkanı olmadığından ferağ işlemini yaptıramadıklarını, bedel ödenmesi taleplerinin de davalıca kabul görmediğini ileri sürerek, satış vaadi sözleşmesine konu yerlerin davacılar adına tescilini, tescilin mümkün olmaması halinde dava tarihi itibariyle taşınmazların bedelinin yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmişlerdir.
    Davalı; sözleşmenin imzalandığı 10/10/1984 tarihinden 30 yıl gibi bir süre geçtiğini, davanın zamanaşımını öğrendiğini ayrıca yapılan sözleşmenin adi bir sözleşme olduğunu, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin şartlarını taşımadığını, dava konusu yerlerin orman arazisi olarak tespit edildiğini kaldı ki sözleşmede sözü edilen paranın tarafına ödenmediğini, bu nedenle davacı tarafın bir hakkı bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; krokiler ve tapu kayıtlarından da anlaşılacağı üzere; 104 ada 9 ve 28 parsel sayılı taşınmazların Orman vasfıyla Hazine adına tescilli olduğu, yine dava dilekçesi A bendinde belirtilen taşınmazın 2045 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı, bu parselin de davacı adına tespit görmediği anlaşılmakla davacıların tapu iptal ve tescil talebinin husumet yokluğundan reddine, harici satım sözleşmesinden kaynaklı satın alan tarafın tapu iptal tescil talebinin karşılanmadığı takdirde sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak ancak verdiği paranın denkleştirici adalet ilkesine göre iadesini isteyebileceği, ancak davacı tarafın ısrarla mahrum kaldıkları yer bakımından
    taşınmazın dava tarihi itibariyle belirlenecek bedelini istediği, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılmadığı gerekçesi ile taşınmaz bedelinin dava tarihi itibariyle istemine yönelik talebin de esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından tazminat talebine hasren temyiz edilmiştir.
    Tapuda kayıtlı bulunmayan taşınmazlar, TMK"nın 762. maddesi hükmüne göre menkul mal niteliğindedir. Tapusuz taşınmazın satışı resmi şekle bağlı olmadığından adi yazılı senetle satışı mümkündür. Aynı Kanun"un 763. maddesi uyarınca, bu gibi malların mülkiyetinin devri zilyetliğin karşı tarafa teslimi ile gerçekleşir.
    Dosyanın incelenmesinde; 14.03.1972 ve 10.10.1984 tarihli belgelerle tapusuz taşınmazların davalı tarafından davacılara satıldığı, dosya kapsamındaki tapu kayıtlarına, fen bilirkişisi raporlarına ve Kadastro Müdürlüğü"nün cevabi yazılarına göre; 10.10.1984 tarihli sözleşmeye konu taşınmazların 104 ada 9 ve 28 parsel sayılı taşınmazlar olarak Orman vasfıyla Hazine adına kayıtlı olduğu, 14.03.1972 tarihli sözleşmeye konu taşınmazın ise 2045 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı ve bu taşınmazın da yine Hazine adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
    Taraflar arasındaki satış sözleşmeleri, taşınmazların bulunduğu bölgedeki kadastro tespitinden önce yapılmış olsa da dava konusu taşınmazların Hazine adına tespit görmesi nedeniyle, diğer bir anlatım özel mülkiyete konu teşkil edilememesi neticesinde yapılan satışların geçerliliğinden söz edilemez.
    Dava konusu taşınmazların, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup kazandırıcı zamanaşımıyla kazanılamayacağı tespit edilmiştir. Bu durumda davacılar; devletin hüküm ve tasarrufunda olan özel mülkiyete konu olamayacak taşınmazlar için davalıya verdikleri bedeli çoğun içinde azda vardır kuralı uyarınca ancak sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde geri isteyebilirler.
    Sebepsiz zenginleşmeye konu alacağın iadesine karar verilirken, taşınmazın satış bedelinin alım gücünün ilk ödeme günündeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekir. Bu güncelleme yapılırken, güncellemeye esas alınan somut verileri tek tek uygulanarak, ödeme tarihinden ifanın imkânsız hale geldiği tarihe kadar paranın ulaştığı değer her bir dönem için hesaplanmalı, sonra bunların ortalaması alınmalıdır.
    Başka bir deyişle, denkleştirici adalet kuralı gereğince iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün, ifanın imkansız hale geldiği tarihteki alım gücüne uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır.
    O halde mahkemece; dava konusu taşınmazlar için davacılar tarafından davalıya ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre ifanın imkansız hale geldiği tarihteki ulaşacağı alım gücünün, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde, uzman bilirkişiden denetime elverişli rapor alınmak suretiyle tespit edilmesi ve bu suretle tespit edilen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile istemin tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi