3. Hukuk Dairesi 2021/5127 E. , 2021/9731 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
YARGITAY KARARI
Davacı; davalı şirkete imzaladığı abonelik sözleşmesine konu elektrik borcunu taksitlendirme yapılmasına rağmen ödeyemediğini, bunun üzerine davalı şirketçe sayacının sökülerek götürüldüğünü, kaçak elektrik kullanmamak için saat taktırarak 2005 yılından 2009 yılına kadar elektrik kullandığını, tahakkuk eden 27.000 TL elektrik bedelinin yanlış hesaplandığını ileri sürerek yaptığı fazla ödemenin hesaplanarak davalı şirketten tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Davanın açıldığı Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen yetkisizlik kararı, davacı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 27.02.2012 tarihli ve 2011/18829 Esas 2012/4561 Karar sayılı kararıyla, tüketici mahkemesinin görevli olduğundan bahisle bozulmuş, bozmaya uyularak dosyanın gönderildiği mahkemece; davacının kaçak kullandığına dair yeterli bir belge bulunmadığı açılan ceza davasından beraat etmiş olduğu gerekçesiyle kaçak elektrik kullanım borcuna istinaden yapılan icra takibi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile bu takip nedeniyle davacının ödemek zorunda kaldığı 7.379,32 TL"nin davalıdan tahsiline ve normal tüketim borcu nedeniyle yapılan icra takibine konu bedelden davacının sorumlu olduğu ve bedelin de ödenmiş olduğunun tespitine dair verilen karar davalı tarafın temyizi üzerine Dairece verilen 29.02.2016 tarihli ve 2015/3700 Esas 2016/2769 Karar sayılı kararla “...Somut olaya gelince; davacı aleyhine Bakırköy 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/804 Esas 208/995 Karar sayılı sayılı ceza davasında suçun davalı tarafından işlendiğine ilişkin kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraat kararı verilmiştir.
Bu olgu ve yukarıda açıklanan hukuki olgular dikkate alındığında, BK.53(TBK74.) maddesine göre; ceza mahkemesince verilen beraat hükmünün görülmekte olan davada mahkemeyi bağladığından ve ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararının görülmekte olan dava yönünden de kesin hüküm oluşacağından söz edilemez.
O halde mahkemece; öncelikle idarece yapılan tahakkuka dayanak kaçak elektrik tespit tutanaklarının ve Beyoğlu 1. İcra Müdürlüğünün 2007/10319 ile 2007/12815 Esas sayılı takip dosyalarının dosya içerisine celbi istenmeli, uzman elektrik veya elektrik elektronik mühendisi olan bilirkişi veya bilirkişi kurulundan davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği normal tüketim ve kaçak elektrik bedelinin tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve bu yönetmelik gereğince yayınlanan usul ve esaslarda açıklanan yönteme göre hesaplanması için rapor alınması, davacının sorumlu tutulabileceği bedelinin duraksamasız belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; bilirkişi raporlarında belirtildiği gibi davacı adına tahakkuk ettirilen faturaların Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ile EPDK"nın 622 sayılı kurul kararına uygun olarak tahakkuk ettirildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) Dava istirdat davası olup; davacı, adına tahakkuk ettirilen ve icra takipleri sonucu tahsil edilen faturaların yanlış hesaplandığını, kendisinden icra takip dosyalarında fazla tahsilat yapıldığını ileri sürerek, ödenen fazla bedelin iadesini talep etmiştir.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazete"de yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde; gerçek veya tüzel kişiler tarafından, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı, bu yöntemlerde Kurul onayı olmaksızın değişiklik yapılamayacağı, Geçici 3. madde hükmünde de bu yönetmeliğin yayımı tarihinden sonra 15. madde kapsamındaki kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre ve tüketim miktarı hesaplama ve tahakkuk yöntemlerine ilişkin usul ve esasların TEDAŞ ve bağlı ortaklıkları ile piyasada mevcut sözleşmeleri kapsamında faaliyet göstermekte olan diğer tüzel kişiler tarafından Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin Geçici 2. maddesi uyarınca düzenlenecek tarife önerileri ile birlikte Kuruma sunulacağı açıklanmıştır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından 21.03.2003 tarihli ve 122 sayılı kurul kararı alınmıştır. Aynı kurulun 29/12/2005 tarihli toplantısında ise; 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.
Davaya konu icra takip dosyaları, Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğünün 2007/10319 Esas ve 2007/12815 Esas sayılı takip dosyalarıdır. Davacının davalı şirketin 5898399 nolu abonesi olduğu, davalı şirket tarafından Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğünün 2007/12815 Esas sayılı dosyası ile davacının normal tüketim borcu için takip yapıldığı, toplam 4.267,12 TL’nin 25.11.2009 tarihinde ödendiği; davacı hakkındaki Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğünün 2007/10319 Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin ise dayanağının davacı hakkında düzenlenen 21.09.2005, 18.10.2005, 21.03.2006 ve 26.10.2006 tarihli kaçak tutanaklarına istinaden düzenlenmiş 4 adet kaçak elektrik faturası olduğu, davacı tarafından bu icra dosyasına 07.09.2012 tarihinde 7.379,32 TL ödendiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece hükme esas alınan 28.09.2020 tarihli ek bilirkişi raporunda; bahse konu kaçak elektrik faturalarının, kaçak tutanak ve fatura tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ile EPDK"nın 622 sayılı kurul kararına uygun olarak düzenlenmiş olduğu, Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğünün 2007/12815 Esas sayılı dosyasındaki icra takip bedeli dayanağının davacı adına düzenlenmiş normal dönem elektrik faturaları olduğu, davacıdan fazla tahsil edilen bir bedel bulunmadığı belirtilmiştir.
Oysa, davacı tarafın sorumlu tutulabileceği kaçak elektrik bedelinin, 21.09.2005, 18.10.2005 tarihli kaçak tutanakları açısından, 21.03.2003 günlü 122 sayılı kurul kararı; 21.03.2006 ve 26.10.2006 tarihli kaçak tutanakları açısından ise 622 sayılı kurul kararı esas alınarak ve yukarıda açıklanan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur. Ayrıca; davacı icra takip
dosyalarında kendisinden fazla bedel tahsil edildiğini ileri sürmüş; bu bedelin istirdatını da istemiştir. Davacının yine benzer taleplerle hakkında yapılan başka takipler nedeni ile açtığı Bakırköy 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/549 Esas, 2016/301 Karar sayılı dava dosyasında, davalı kurumun talep edebileceği kaçak kullanım bedelleri ve icra dosyalarındaki tahsilatlar yönünden ayrıntılı hesaplarında içeren bilirkişi raporu doğrultusunda verilen kısmen kabul kararı Dairece verilen 28.06.2018 tarih ve 2016/20192 Esas, 2018/7283 Karar sayılı ilamı ile onanmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporu, bu itibarla yönetmeliğe ve kurul kararlarına uygun olmadığı gibi davacı talep ve itirazlarını karşılayacak yeterlilikte değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetine tevdiyle, kaçak tahakkuku nedeniyle davalı şirketin, davacı taraftan isteyebileceği bedelin tespiti noktasında, kaçak tutanak tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat çerçevesinde hesaplamayı içerir, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli, davacının itirazlarını da karşılar şekilde rapor alınarak, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken; yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.