3. Hukuk Dairesi 2016/5409 E. , 2017/17396 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda,davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davaya konu edilen ... plaka sayılı aracı kendisini ... olarak tanıtan bir kişiden 10.000,00 TL"ye satın aldığını, aracın satış işleminin .... 3.Noterliği’nde yapıldığını, satıcının ruhsat sahibinin kimliğini kullanarak satışı gerçekleştirdiğini ve kendisini bu şekilde dolandırdığını,meydana gelen olayda davalılardan ..."ın noterlik görevi nedeni ile gerekli özeni göstermemesi nedeni ile sorumlu olduğunu,diğer davalı ..."ın ise sahte ehliyetle aracı kiraladığını ve gerekli özeni göstermediği için ağır kusurlu olduğunu ileri sürerek, 12.000,00 TL zararının 23.01.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., satış işleminin ifa kabiliyeti bulunan ve sahteliği anlaşılamayacak kimlik belgesine istinaden yapıldığını,3.kişinin ağır kusuru nedeniyle illiyet bağının kesildiğini,bu nedenle müteselsil sorumluluk olamayacağını, söz konusu zarardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., davada taraf sıfatının bulunmadığını,meydana gelen olayda herhangi bir kusurunun olmadığını,bu nedenle zarardan sorumlu tutulamayacağını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın reddine yönelik olarak verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi neticesinde; Yargıtay 4.H.D.’nin 05.12.2011 tarih ve 2010/9807 E.-2011/12947 K. sayılı ilamı ile;’’...dava konusu olayda satış işlemi sırasında davalı notere sunulan belgelerin aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığınını bilirkişi marifetiyle belirlenmediği ve ayrıca davada iddia edilen eylemle ilgili olarak başlatılan hazırlık
soruşturmasının devam ettiğinin anlaşıldığı,dava konusu olayın özelliği nedeniyle satış işlemi sırasında davalı notere sunulan belgelerin aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığı bilirkişi marifetiyle belirlenmesi ve hazırlık soruşturmasının dosyası getirtilip incelenerek sonucunun araştırılması, tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerektiği...’’ gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ise, mahkemece; temin edilen ATK raporlarından sonra ve incelemeye konu belgenin aslının temin edilememesi gözönünde bulundurularak bahse konu belgenin mahkemece incelendiği ve sürücü belgesindeki imza ile araç satış sözleşmesindeki imzanın görünüş itibariyle benzerlik arz etmesi nedeniyle iğfal kabiliyetinin bulunduğu kanaatine varıldığı,satış esnasında ibraz edilen ve ilk bakışta sahteliği anlaşılamayan iğfal kabiliyeti bulunan ehliyete göre işlem yapan noterin sahteliği gerçekleştiren kişinin eylemi ile arasında uygun illiyet bağı bulunmadığı,bu sebeple davalı noterin söz konusu zarardan sorumlu tutulamayacağı; diğer davalı ...’in ise,aracın gerçek maliki olup aracı kimliği tespit edilemeyen şahsa kiralayan kişi olduğu, bu davalının da aracı kendisine ibraz edilen bir kimlik belgesine istinaden kiraladığı,bu davalının da meydana gelen zararın oluşmasında herhangi bir kusuru bulunmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava; noterde düzenlenen araç satış sözleşmesiyle satın alınan aracın, alıcının elinden alınması nedeniyle, alıcının uğradığı maddi zararın davalı noterden ve diğer davalı olan aracın gerçek maliki olup aracı kimliği tespit edilemeyen şahsa kiralayan şahıstan tahsili istemine ilişkindir.
1512 sayılı Noterlik Kanunu"nun 162.maddesine göre; ""Noterler bir işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar görmüş olanlara karşı sorumludurlar"". Bu maddeye göre noterlerin sorumluluğu Kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumlulukta ise, zarar gören kişinin kusurun varlığını ispat etmek zorunluluğu yoktur, aksine kusursuz sorumlu olan davalının (noterin) olayla zarar arasında uygun illiyet bağının bulunmadığını kanıtlaması gerekir.
Sorumluluk Hukukunun önemli ögelerinden biri de zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunmasıdır. İlliyet bağının kesildiği durumlarda kusursuz sorumlu olan kişi sorumlu tutulmayacaktır. Teoride ve uygulamada; mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru ve üçüncü kişinin ağır kusuru ile illiyet bağı kesilir ve kusursuz sorumlu olan kişi sorumluluktan kurtulur.
Diğer taraftan Noterlik Yasası"nın 72.maddesi gereğince noter; iş yaptıracak kişilerin kimlik ve adresleri ile gerçek isteklerini tam öğrenmekle yükümlüdür. Noterin sahte belgeler ile işlem yapması ve gerçek maliki iyi tespit edememesi, hatalı ve eksik bir işlemdir.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında;dava dışı 3.kişi olan ve kimliği daha sonra ceza yargılama sürecinde tespit edilen ... isimli şahsın .... plaka sayılı aracı davalı ..."dan Mehmet Negiz ismini kullanarak kiraladığı, daha sonra bu şahsın aracı ... ilçesine getirdiği ve kendisini ... olarak tanıtarak galericilik yapan davacı .... Kınay"a 9.000,00 TL"ye
sattığı, aracın satışının ... 3.Noterliğinin 23 Ocak 2009 tarih ... yevmiye no’lu araç satış sözleşmesi ile yapıldığı, satış esnasında satıcı sıfatını taşıyan ... adına düzenlenmiş sahte ehliyet ibraz edildiği, noter tarafından bu ehliyete itibar edilerek satışın yapıldığı, daha sonra araca el konularak gerçek maliki olan ruhsat sahibine teslim edildiği, ruhsat sahibi tarafından ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi"nde açılan 2009/118 esas sayılı dosya ile verilen 22.12.2009 tarihli karar ile aracın mülkiyetinin davalı ..."a ait olduğunun tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece; bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama sürecinde alınan ... ATK Fizik İhtisas Dairesi Başkanlığı" nın 11/09/2012 tarihli raporunda ve ... Jandarma Kriminal Laboratuvarı"nın 08/05/2015 tarihli raporunda, incelemeye konu olan belgenin aslının temin edilememesi ve yapılan incelemenin belgenin fotokopisi üzerinde yapılması nedeniyle belgenin sahteliği, dolayısıyla aldatma yeteneğine sahip olup olmadığı hususunda değerlendirme yapılamadığı belirtilmiş,mahkemece bahse konu belge üzerinde inceleme yapılarak sürücü belgesindeki imza ile araç satış sözleşmesindeki imzanın görünüş itibariyle benzerlik arz etmesi nedeniyle iğfal kabiliyetinin bulunduğu kanaatine varılarak davalıların meydana gelen zarardan sorumlu olmayacakları gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, sahte sürücü belgesi kullanılarak araç satışının yapıldığı ve bu nedenle davacının zarara uğradığı sabit olmakla, nedensellik bağının kesildiğini ispat külfeti davalı notere düşmektedir.
Bunun yanında; dosya kapsamında fotokopisi bulunan ve aslı temin edilemeyen davalı ... adına düzenlenen sahte sürücü belgesi ile davalı ...’e ait gerçek nüfus cüzdanı bilgileri karşılaştırıldığında ise,sahte sürücü belgesinde doğum yerinin ‘’...’’ olarak belirtildiği,gerçek nüfus cüzdanında ise doğum yerinin ‘’...’’ olarak belirtildiği, sahte sürücü belgesinde cilt no’su ‘’33’’ olarak belirtilmişken gerçek nüfus cüzdanında cilt no’’0033’’ olarak belirtildiği, gerçek sürücü belgesinde de cilt no’’0033’’ şeklinde düzenlendiği,yine davalı notere ibraz edilen sahte sürücü belgesi ile gerçek sürücü belgesindeki doğum tarihi ve yeri ,cilt,sayfa,kütük numaraları arasında da şekli farklılıkların bulunduğu, davalı noterin sahte sürücü belgesindeki bilgiler ile nüfus cüzdan bilgilerini karşılaştırmak sureti ile bu farklılıkları çıplak gözle görebileceği kuşkusuzdur.Bu hususlar gözetilmeden, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece;davalı noterin aslı temin edilemeyen ve bu nedenle iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığı tespit edilemeyen davalı ... adına düzenlenen sahte sürücü belgesinde yukarıda belirtilen ve gerçek kimlik bilgileri ile karşılaştırılsa idi çıplak gözle görebileceği farklılıkları gerekli dikkat ve özeni göstermemek suretiyle gözden kaçırdığı,ispat yükü üzerinde bulunan davalı noterin söz konusu sahte sürücü belgesinin iğfal kabiliyeti bulunduğunu ispat edemediği ,noterlerin sorumluluğunun da kusursuz sorumluluk olduğu, bu nedenle de davalı noterin meydana gelen zarardan sorumlu olduğu kabul edilip, davacının uğradığı maddi kayıpların belirlenmesi ve belirlenecek bu maddi kaybın davalı noterden tazminine karar verilmesi gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.