Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6315
Karar No: 2017/17405
Karar Tarihi: 11.12.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/6315 Esas 2017/17405 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/6315 E.  ,  2017/17405 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE)MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kabulüne, karşı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davalı ile 25/05/2014 tarihinde nişanlandıklarını, nişandan iki ay sonra davalının hiçbir sebep göstermeden nişanı attığını ancak nişan hediyelerini iade etmediğini ileri sürerek, nişan merasiminde davalıya takılan 1 adet 22 Ayar 14 gram bilezik, 1 adet altın saat, 1 takım altın küpe, 1 adet altın alyans, 1 adet tek taş pırlanta yüzük, 1 adet çeyrek alim, ekonomik değerleri olan; 2 çift deri ayakkabı, 1 adet deri çanta, 1 adet abiye nişan kıyafeti, 11 adet seccade, 6 adet örme patik, 6 adet örme çorap, 11 adet yemeni, 11 adet kenarı iğne oyalı havlu, 2 adet tesettür eşarbı, 1 adet iç çamaşırı takımı, 1 çift terlik, tam set pijama takımı, 150,00 TL değerindeki makyaj setinin aynen, bu mümkün değilse verilen bu hediyelerin bedellerinin işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesi ile nişan merasimi için yapın masrafların bedeli olarak 250 TL"nin yasal faizi ile birlikte iadesini talep etmiştir.
    Davalı, davacı ile nişanlı olduğu dönemde ciddi sıkıntılar yaşadığını, davacı ve ailesinden sürekli baskı gördüğünü ve nişanı haklı sebeplerle bozduğunu, dava dilekçesinde bildirilenin aksine tüm ziynet eşyaları ve diğer hediyelerin davacı tarafa iade edildiğini, nişanda takılan 10 gramlık bileziğin nişanın ertesi günü davacı tarafça bir akrabalarının düğününde takılmak üzere geri alındığını, onun dışındaki tüm takı ve eşyaların iade edildiğini belirterek, asıl davanın reddi ile karşı davası ile; nişanın davacının kusuru nedeniyle bozulmuş olması sebebiyle 50.000 TL manevi tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiş ancak manevi tazminat talebine ilişkin karşı dava harcını yatırmamıştır.
    Davalı vekili, duruşmadaki beyanında ise, karşı dava harcının ikmal etmediklerini, dilekçelerini paraflayarak bu taleplerini iptal ettiklerini, sair talepleri ile birlikte bu talepleri için de ayrı bir dava açacaklarını beyan etmiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile;
    Davacı- karşı davalı tarafça, davalı- karşı davacı aleyhine açılan bu davada 750,00 TL alacağın dava tarihi olan 14/10/2014 tarihinden, 1.818,00 TL alacağının ise ıslah tarihi olan 21/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı- karşı davacıdan tahsili ile davacı- karşı davalıya ödenmesine, davacı- karşı davalının diğer talepleri ile fazlaya ilişkin istemlerinin reddine,
    Davalı-karşı davacı tarafça, davacı-karşı davalı aleyhine açılan davada; 50.000,00 TL manevi tazminatın nişanın bozulma tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacı- karşı davalı taraftan alınarak ödenmesi taleplerine ilişkin olarak usulüne uygun olarak karşı dava harcı yatırılarak açılmış bir dava olmadığı nedenle bu davanın açılmamış sayılmasına, karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-) Temyize konu uyuşmazlık; nişan hediyelerinin aynen ya da bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
    Eldeki davada davacı, nişan merasimi nedeniyle davalıya hediye edilen ziynet eşyaları ile giyim ve makyaj malzemesi niteliğindeki diğer bir takım eşyaların, nişanın bozulması nedeniyle aynen iadesini, olmadığı taktirde bedellerinin davalıdan tahsilini istemiştir. Dava dilekçesinde tüm eşyaların bedeli için harca esas değer olarak 750,00 TL gösterilmiş, yapılan bilirkişi incelemesinde, ziynet eşyalarının bedeli 2.568,00 TL olarak belirlenmesi üzerine dava değeri bu bedele ıslah edilmiş ve mahkemece ıslah edilen bu bedel (2.568,00 TL) üzerinden ziynet eşyası istemi ile ilgili hüküm kurulmuştur. Talep edilen diğer eşyalarının değerleri ise dosya kapsamında tespit edilmemiştir. Oysa yukarıda da açıklandığı üzere, davacının dava dilekçesinde harçlandırdığı 750,00 TL"lik bedel içerisinde yalnızca ziynet eşyası talebi bulunmamakta olup, bunun yanında giyim ve makyaj malzemesi niteliğinde olan eşya bedelleri de yer almaktadır.
    O halde mahkemece, dava dilekçesindeki talebin ne kadarlık kısmının ziynet eşyası, ne kadarlık kısmının diğer eşyalara ilişkin olduğu konusunda, dava dilekçesi incelenmek ve gerekirse davacı tarafa talebi açıklatılmak suretiyle, talep edilen ziynet ve diğer eşyaların bedelleri belirlendikten sonra, ıslah edilen bedel de göz önüne alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    3-)Davalı taraf, 21/12/2015 tarihli celsede tebliğ almış olduğu ıslah dilekçesine karşı, aynı celsede zamanaşımı definde bulunmuştur.
    Zamanaşımı def"i davanın esası hakkında her türlü muameleye manidir. Bu sorun halledilmeden davanın esası incelenemez. (11.1.1940 tarihli 15/70 sayılı İçt. Bir. Kararı) (23.12.2009 Tarih, 2009/476 Esas- 2009/589 Karar Sayılı ilam)
    Bu itibarla; davalı tarafın zamanaşımı def"inde bulunduğu nazara alınarak bu husus hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmeden, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    4-) TMK"nın 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbiri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde; gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
    Kural olarak nişan, evlenme dışında bir nedenden dolayı sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir. Hediye aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır. (TMK m.122)
    Hediyelerin geri istenebilmesi için alışılmışın dışında hediyelerden olması gerekir. Alışılmış (mutad) hediyelerden kasıt; giymekle, kullanmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır. Giymekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen eşyaların iadesine karar verilemez. Nişan dolayısıyla verilen hediye, olağan bir hediye ise geri istenemez.
    Nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz.
    Bunun yanında, hediyelerin iadesi yönünde hüküm kurulabilmesi için eşyanın davalıya hediye edildiğinin ve nişanın bozulmasından sonra iade edilmediğinin ispatlanması gerekir. Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delil ile ispat edilebilir. Bunun yanında nişan nedeniyle kendisine verildiğini kabul ettiği hediyelerin iade edildiğini ileri süren davalı, bunu kanıtlamalıdır.
    Somut olayda davacı taraf, nişanın bozulması üzerine nişan hediyelerinin davalı tarafça iade edilmediğini ileri sürmüş, davalı ise tüm eşyaların davacıya iade edildiğini savunmuştur. O halde davalı taraf bu iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.
    Yargılama sırasında dinlenen davalı kadın tanıkları (anne ve baba), davacı tarafça gönderilen tüm hediyelerin poşetler içerisinde davalı tarafa iade edildiğini beyan etmiş, dinelen davacı tanıkları da, nişanın bozulmasından sonra hediyeleri almak için davalının ailesinin evine gittiklerini, davalının ailesinin kendilerine iki poşet eşya teslim ettiğini ancak bu poşetleri orada açmalarına izin vermediklerini, davacının evine gelip poşetleri açtıklarında, poşetlerin içinden altın olarak yalnızca küpe, saat ve alyansın çıktığını, diğer altınların (tek taş yüzük ve çeyrek altınların) çıkmadığını, bu altınların yanında birkaç parça da kıyafet, nevresim takımı, seccade gibi eşyaların çıktığını belirtmişlerdir.
    Buna göre, dinlenen tanıkların beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu edilen küpe, saat ve alyansın davalı tarafça davacıya iade edildiğinin ispat edildiği göz önüne alınarak, mahkemece bu takılar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, talebin kabulü doğru görülmemiş, bu husus da hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
    5-) 6100 sayılı HMK"nın 26.maddesi (HUMK’nun 74. maddesi) hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
    Aynı kanunun 141/2.maddesinde ise "İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır." şeklinde düzenlenmiş olup, 176.maddesinin 1.fıkrasında ise, ıslah "Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir." şeklinde ıslahın kapsamı belirlenmiştir.
    ...nun 26.09.2011 tarih, 2011/1-364 E.-2011/453 K.sayılı ilamında "Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır." ilkesi benimsenmiştir.
    Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafın dava dilekçesinde; 1 adet bilezik, 1 adet altın saat, 1 takım altın küpe, 1 adet alyans, 1 adet tek taş yüzük ve 1 adet çeyrek altının aynen yada bedelinin iadesine yönelik talepte bulunduğu, ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ziynet eşyası 1 adet kolye ile 5 adet fazladan çeyrek altın eklenerek kıymet takdir edildiği, davacının 21.12.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporunda belirtilen bedel yönünden talebini ıslah ettiği ve yerel mahkemenin de bu rapora istinaden hüküm tesis ettiği anlaşılmaktadır.
    Buna göre mahkemece, davacının dava dilekçesinde ziynet eşyalarına yönelik aynen iade talebinin 1 adet bilezik, 1 adet altın saat, 1 takım altın küpe, 1 adet alyans, 1 adet tek taş yüzük ve 1 adet çeyrek altın ile sınırlı olduğu ve dava konusu edilmeyen eşyalar yönünden ıslahla talebin genişletilmesi mümkün olmadığı, kaldi ki davacının ıslah dilekçesindeki talebinin yalnızca bedel artırımına yönelik olduğu nazara alınarak davacının talep ettiği eşyalarla sınırlı olacak şekilde hüküm kurulması gerekirken; 1 adet kolye ve 5 adet fazla çeyrek altın yönünden taleple bağlılık kuralına aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    6-)Tüm bu hususlara ek olarak, dinlenen davacı tanıkları ile davalı tanığı ..."un (davalının babası), nişanda davalıya tektaş yüzük takıldığı yönündeki beyanları ile, davacı tanıklarından ..."in, davalının evinde iken "davalının annesine tek taş yüzüğü sorduğumuzda davalının yüzüğü sinirlenerek fırlattığını ve bir daha bulamadığını söyledi" şeklindeki beyanları göz önüne alındığında, dava konusu tek taş yüzüğün nişan nedeniyle davalı tarafa hediye edildiği ve davacı tarafça iade edilmediği anlaşılmakta olup, bu itibarla mahkemece, dava konusu tek taş yüzük talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu talebin reddi doğru görülmemiş, bu husus da hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına, altıncı bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi