3. Hukuk Dairesi 2016/9743 E. , 2017/17418 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile 1991 yılında evlendiklerini ve 2001yılından itibaren fiilen ayrı yaşamaya başladıklarını, davalının kendisini ve çocuklarını evden zorla çıkardığını ve başka bir kadınla yaşamaya başladığını, tüm çeyiz eşyalarının davalının evinde kaldığını, davalının yedinde bulunun bir kısım eşyaların ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2003/3 d.iş sayılı dosyası ile yapılan keşif ile tespit edildiğini, düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarının ise birlikte yaşadıkları dönemde davalı ve ailesi tarafından elinden alındığını ve bu ziynetlerin parası ile davalı adına bir iş yeri açıldığı gibi davalı ve ailesine ait evin tadilatının yapımında kullanıldığını ileri sürerek, sayı ve nitelik itibari ile tek tek sayılan çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmaması halinde bedellerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacı ile 2001 yılından bu yana fiilen ayrı yaşadıklarını, davacının 2003 yılında tespit ettirmiş olduğu tüm eşyalarını iade etme çabası içinde olduğunu, ancak davacının bu eşyaları almaktan kaçındığını, tespit dosyası ile belirlenen eşyaları aynen ideye hazır olduğunu, diğer çeyiz eşyalarının kendisinde bulunmadığını, talep edilen ziynet eşyalarını ise kesinlikle davacının elinden almadığını, davacının bu altınları ..."da yaşadıkları dönemde banka kasasında sakladığını, daha sonra ne yaptığını bilmediğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 21.022,75 TL"nin dava tarihi olan 21/07/2009 tarihinden, 2.679,00 TL"nin tespit tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2)Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması suretiyle gerçekleşir. (TBK m. 117; BK m.101) Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez.
Somut olayda; davalının, tespiti yapılan ev eşyaları istemi yönünden dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğünü gösterir bir belge bulunmadığından, temerrüt tarihinin dava tarihi olarak kabul edilerek, 2.697,00 TL"lik eşya talebi bakımından dava tarihinden itibaren faize karar verilmesi gerekirken, tespit tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru değildir.
Ancak, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve "hâkimin takdir yetkisi kapsamında" kalmadığından; hükmün, HUMK 438/7, C2 hükmü ve 6100 sayılı HMK 370/2 ek 3/1 maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1. fıkrasındaki ‘tespit tarihinden’ ifadesinin silinerek yerine ‘dava tarihi olan 21/07/2009 tarihinden’ ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.