3. Hukuk Dairesi 2016/10784 E. , 2017/17424 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki çeyiz alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile boşandıklarını, evlenme sırasında düzenlenen çeyiz senedi nedeniyle, senette yer alan eşyaların tamamının kendisine ait olduğunu ve ihtilaf halinde bedellerinin tamamının davalılar tarafından ödeneceğinin öngörüldüğünü, yatak odası takımı, oturması odası takımı ile beyaz eşyanın davalı ..."de kaldığını, eşyaların aynen iadesini, mümkün olmaması halinde ise, toplam bedelleri olan 11.000 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ...; dava konusu çeyiz senedinin örf adet gereği düzenlendiğini, senette yazılı eşyaların niteliğinin belirtilmediğini, değerlerinin çok yüksek gösterildiğini, davacının şahsi eşyalarını, takılarını, mutfak eşyalarını ve sandık ve sandığın içindeki eşyalarını yanında götürdüğünü, geriye kalan eşyaların iadesi için talepte bulunmadığını, eşyaları iade etmeye hazır olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Davalı ...; çeyiz senedine kefil olarak imzaladığını, asıl borçlu hakkında dava ve takip sonuçsuz kalmadan hakkında dava açılmasının mümkün olmadığını, senet içeriğini kabul etmediğini, adet gereği imzalamaya mecbur kaldıklarını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davacının temyizi üzerine Dairemizin 26.05.2015 gün, 2014/16377 E., 2015/9515K.,sayılı ilamı ile " yargılamaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği halde Asliye Hukuk Mahkemesi olarak devam olunmasının usül ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle" bozulmuştur.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak, Aile Mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama neticesinde; dava konusu eşya senedi, tanık beyanları, keşif ve bilirkişi raporları ile davalıların ikrarları doğrultusunda, dava konusu eşyaların davacıya teslim edilmediği ve
değerlerinin tespit edildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün gerekçesinde; davanın kısmen kabul kısmen reddine dair kısa kararın hatalı olup, çeyiz sandığı ve sandık içerisindeki eşyalar yönünden davacının talebi olmadığından bu talepler yönünden karar verilmesine yer olmadığı açıklanarak, hüküm kurulmuştur.
Kararı, taraflar temyiz etmiştir.
1-Dava; çeyiz eşyalarının aynen, olmadığı takdirde bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 298/2. maddesinde; gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda; tefhim edilen kısa kararda "davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 23/06/2012 tarihinde düzenlenen çeyiz senedinde sayılan ve 27/02/2014 tarihli bilirkişi raporunda kıymet takdirleri ile tespit edilen bir adet yatak odası (450 TL), bir adet oturma odası takımı (350 TL), bir vestel marka çamaşır makinesi (325 TL), bir adet profilo buzdolabı (100 TL) ve sandık (100 TL) olmak üzere çeyiz eşyalarının aynen teslimine bunun mümkün olmaması halinde ise , bedelleri toplamı olan 1.325,00 TL"nin davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine, " karar verilmesine karşın, gerekçeli kararda " davanın kabulü ile, 23/06/2012 tarihinde düzenlenen çeyiz senedinde sayılan ve 27/02/2014 tarihli bilirkişi raporunda kıymet takdirleri ile tespit edilen bir adet yatak odası (450 TL), bir adet oturma odası takımı (350 TL), bir vestel marka çamaşır makinesi (325 TL), bir adet profilo buzdolabı (100 TL) olmak üzere çeyiz eşyalarının aynen davalılardan alınarak davacı tarafa iadesine, eşyaların aynen tesliminin mümkün olmaması halinde karşılığı olan bedellerinin davalılardan müştereken tahsiline " hükmedilmek suretiyle kısa ve gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır.
Buna göre, mahkemece; kısa kararla bağlı olmaksızın ve dosya münderecatına göre, açıklanan hususlar gözönünde tutularak vicdani kanaate göre karar verilmelidir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, tarafların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.