20. Hukuk Dairesi 2015/2060 E. , 2015/13206 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada ... 4. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) ile ... 1. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, hayat sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
... 4. Asliye Hukuk Mahkemesince (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) davalı banka yönünden açılan davanın tefrikine karar verilerek, davalı sigorta şirketi bakımından uyuşmazlığın sigorta sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ise taraflar arasındaki uyuşmazlığın dava dışı banka tarafından davacıların murisine tüketici kredisi kullandırılırken düzenlenen kredili hayat sigorta poliçesinden kaynaklandığı, davacıların murisinin ve dolaylı olarak davacıların tüketici oldukları gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde Kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukukî işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut olayda davacı, müvekkillerinin murisi ... Topal’ın, ... A.Ş.’den 2010 yılında 5.000,00.-TL tutarında kredi kullandığını ve bu miktar üzerinden 23.06.2010 tarihinde hayat sigortası yaptırdığını, 2.000,00.- TL borç kaldığında bankanın “yeniden 4.000,00 TL kredi vermeyi, bunun 2.000,00.- TL’si ile bankaya olan borcunu ödemesini” teklif ettiğini, ... Topal’ın da bu teklifi kabul ettiğini ve 20.04.2011 tarihinde bu krediyi kullandığını, prosedür gereği de hayat sigortası yapıldığını, ... Topal’ın 01.07.2011 tarihine vefat ettiğini, mirasçıları olan müvekkillerinin, kredi borcunun ödenmesi amacıyla davalı sigorta şirketine başvurduklarını, ancak davalının “... Topal’ın, sigorta sözleşmesinin düzenlenmesi sırasında kanser tedavisi gördüğünü bildirmediği, gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu” gerekçesi ile ödeme yapmadığını, ... Topal’a kanser tanısının 2005 yılında konduğunu, tedavi gördüğünü ve iyileştiğini, hayat sigortası sırasında iyileşmiş olan hastalığın, daha sonradan nüksettiğini, beyan yükümlülüğüne aykırı davranıştan söz edilebilmesi için “kasten” hareket etmiş olma şartının arandığını, rizikonun gerçekleşmesinden sonra cayma hakkının mümkün olmadığını belirterek, müvekkillerinin, ... ... Şubesi’nden kullanılan krediden dolayı sorumlu olmadıklarının tespiti ile hayat sigortası kapsamında kalan kredi borcunun sigorta tarafından ödenmesine ve 01.07.2011 tarihinden 15.12.2011 tarihine kadar ödenen 772,00 TL’nin ve ödenecek miktarın davalıdan istirdadına, aksi kanaatte olunması halinde ise sigorta poliçe bedelinin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davanın ilk açıldığı Tüketici Mahkemesince bankaya karşı açılan dava tefrik edilmiş olup, mercii tayinine konu olan dosya sigorta sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Buna göre eldeki uyuşmazlıkta davacı banka kredisi sebebiyle yapılan hayat sigorta poliçesi kapsamında, TTK"da düzenlenen sigorta hukuku hükümlerine göre dava açarak tazminat talebinde bulunmuştur. Bu nedenle uyuşmazlığa 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Bu durumda uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 24.12.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.