(Kapatılan)3. Ceza Dairesi 2020/24371 E. , 2020/19540 K.
"İçtihat Metni"
Kasten yaralama, basit yaralama ve mala zarar verme suçlarından hükümlü ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 86/2, 86/1-3-a-e ve 151/1. maddeleri gereğince 2 yıl 4 ay ve 4 ay (iki kez) hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair Edremit 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.11.2013 tarihli ve 2009/589 Esas, 2013/467 Karar sayılı kararının Dairemizin 21.12.2016 tarihli ve 2016/5935 Esas, 2016/20899 Karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, hükümlü tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair Edremit 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.03.2019 tarihli ve 2009/589 Esas, 2013/467 Karar sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinin 30.05.2019 tarihli ve 2019/784 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 27.10.2020 tarihli ve 2020/10396 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.11.2020 tarihli ve 2020/97820 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Hükümlünün yargılanmanın yenilenmesi talebinin Edremit 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.03.2019 tarihli kararı ile şartları oluşmadığından bahisle reddine karar verilmiş ise de;
Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 03.02.2020 tarihli ve 2019/8144 Esas, 2020/2028 Karar sayılı ilamında, "Sanığın 24.02.2015 tarihli duruşmada, psikolojik rahatsızlığının olması nedeniyle askerden elverişsizlik raporu aldığı şeklinde beyanda bulunması ve temyiz dilekçesi ekinde sunulan askeri hastaneden alınan 14.07.2014 tarihli Sağlık Raporunda “sık tekrarlayan uyum bozukluğu tanısıyla askerliğe elverişli değildir” tanısı konulması karşısında, suç tarihi itibariyle TCK"nin 32. maddesi uyarınca “akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı” konusunda, yöntemince sağlık kurulu raporu alınarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,..." şeklinde belirtildiği üzere, adı geçen mahkemenin 26.11.2013 tarihli kararının kesinleşmesini müteakip, yargılamanın yenilenmesine dair dilekçesine ek olarak ibraz edilen Gölcük Deniz Hastanesinin 11.12.2000 tarihli ve 2540 sayılı raporunda hükümlünün "Antisosyal kişilik bozukluğu (kronik nitelik kazanmış)" tanısıyla askerliğe elverişsiz olduğunun belirtilmesi ve Mahkemesince yapılan yargılama aşamasında da anılan hususun ileri sürülmediğinin anlaşılması karşısında, hüküm tarihinde mahkemesince bilinmeyen ve sonradan ortaya çıkan bu durum nedeniyle, hükümlünün 5237 sayılı Kanun"un 32. maddesi uyarınca işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamadığının veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığının Adli Tıp Kurumunca tespiti lüzumunun bulunması nedeniyle, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne karar verilerek bu yönde rapor alınması gerektiğinden bahisle itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosya kapsamına göre; hükümlünün yargılama sırasında “antisosyal kişilik bozukluğu” olduğuna ilişkin beyanda bulunulmadığı gibi bu konuda dosyada herhangi bir bilgi ve belge de bulunmaması, Gölcük Deniz Hastanesi"nin, suç tarihinden önce düzenlenen, hükümlüde “antisosyal kişilik bozukluğu (kronik nitelik kazanmış)” olduğu ve askerliğe elverişli olmadığına dair sağlık kurulu raporunun hükmün kesinleşmesinden sonra ibraz edilmesi karşısında; anılan raporun, 5271 sayılı CMK’nin 311/1-e maddesi kapsamında yeni delil ortaya konulması olarak değerlendirilerek, 5237 sayılı TCK’nin 32. maddesine göre hükümlünün suç tarihinde akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamadığının veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığının Adli Tıp Kurumunca düzenlenecek rapor ile tespiti ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceğinden, yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine dair karara itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinin 30.05.2019 tarihli ve 2019/784 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nin 309/4. maddesinin gereğince kanun yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.