20. Hukuk Dairesi 2013/8264 E. , 2014/10 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Oluklu Köyü 101 ada 7, 11 ve 14 parsel sayılı sırasıyla 2298.92 m2, 1221.58 m2 ve 239.77 m2 yüzölçümündeki taşınmazlardan 7 ve 11 sayılı parseller tarla; 14 sayılı parsel ev, ahır ve arsa niteliği ile belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine, taşınmazların firari ve mütegayyip kişilerden kalma olup, zilyetlikle kazanılması mümkün olmadığını ileri sürerek, Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu parsellerin tesbit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle önce onanmış; daha sonra davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenmiş, karar düzeltme istemi kabul edilerek 20. Hukuk Dairesinin 05/05/2011 gün ve 2011/6269 - 5630 sayılı kararı ile hüküm bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle "Çekişmeli taşınmazların sınırında 101 ada 1 numaralı Devlet Ormanı olup, çekişmeli taşınmazların ormana bitişik olması sebebiyle orman sayılan yerlerden olup olmadığı ve hukukî durumu öncesi itibariyle araştırılmamış, yörede 1962 senesinde çalışma yaptığı anlaşılan Toprak Tevzi Komisyonu çalışmalarına ilişkin belirtmelik tutanakları ve haritaları ile çalışmalarına ilişkin belgeler getirtilmemiş, toprak komisyonu haritası ile kadastro paftası çakıştırılarak dava konusu taşınmaz hakkında toprak komisyonunun ne gibi işlem yaptığı belirlenmemiş, belirtmelik bilirkişileri ile tesbit bilirkişileri dinlenmemiş, dava konusu taşınmazın Hazineye ait tapu kayıtları ile kaçak ve yitik kişilerle ilgisi saptanmamıştır. Mahkemece, öncelikle taşınmazların bulunduğu bölgede orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, orman sınırlandırılması 4785 sayılı Kanun hükümleri nazara alınarak yapılmış ve kesinleşmiş ise, haritası uygulanmak suretiyle; sınırlandırma, 4785 sayılı Kanun hükümleri nazara alınmadan 3116 sayılı Kanuna göre yapılmış ve taşınmazlar, tahdit sınırları dışında kalıyor ise veya orman sınırlaması kesinleşmemiş ya da sınırlandırma hiç yapılmamışsa, memleket haritası, eski hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, davacı Hazinenin tutunduğu tapu kayıtları ilk tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ve dayanağını oluşturan belirtmelik tutanakları, belirtmelik haritaları ve eki olan tüm belgeler ilgili yerlerden getirtilip; önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli yerler ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, bu belgelerde taşınmazın ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar
karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, toprak komisyonu haritası ile kadastro paftası çakıştırılarak dava konusu taşınmaz hakkında toprak komisyonunca ne gibi işlem yapıldığı belirlenmeli, belirtmelik bilirkişileri ile tesbit bilirkişileri dinlenilmeli, dava konusu yerin gerek Hazineye ait tapu kayıtları kapsamında kalıp kalmadığı gerekse yitik-kaçak kişilerle ilgisi olup olmadığı konusunda tüm deliller toplanıp, sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddi ile;
1) Dava konusu .... Mevkiinde kain 101 ada 7 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbiti gibi tapuya kayıt ve tesciline,
2) Dava konusu .... Mevkiinde kain 101 ada 11 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbiti gibi tapuya kayıt ve tesciline,
3) Dava konusu .... Mevkiinde kain 101 ada 14 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbiti gibi tapuya kayıt ve tesciline,
karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı dışında bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davalı yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 06/01/2014
gününde oy birliği ile karar verildi.