3. Hukuk Dairesi 2016/11118 E. , 2017/17506 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet eşyalarının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile 19/04/2013 tarihinde evlendiklerini, ... Aile Mahkemesinin 2014/457 E. sayılı dava dosyası ile boşanma davalarının devam ettiğini, oturdukları mahallede hırsızlık olayları çok olduğu için ziynet eşyalarını emaneten davalının ailesine bıraktıklarını, 13/07/2014 tarihinde şiddete maruz kalarak müşterek haneden çıkarıldığı için ziynet eşyalarını alamadığını ileri sürerek; dava dilekçesinde miktar ve niteliklerini belirttiği ziynet eşyalarının aynen iadesini, aynen iade mümkün olmadığı takdirde bedeli olan 24.000,00 TL"nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, 26/10/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile de talep sonucunu 37.410,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı, davacının kendisini zor durumda bırakmak için bu davayı açtığını, davacının dava dilekçesinde talep ettiği ziynet eşyalarının gerçek miktarı yansıtmadığını, kaldı ki davacının müşterek evden ayrılırken ziynet eşyalarını götürdüğünü, buna ilişkin tanıklarının bulunduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; dinlenen davacı tanığı .... beyanında davalının babasının altınları bozdurduğunu kendisine bizzat söylediğini ifade etmiş olup, ziynet eşyalarının davacı kadının şiddet görerek evden ayrılmasından çok önce kayınpederi tarafından bozdurulmuş olduğunun ispatlandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne; 9 adet 22 ayar 25 gramlık bilezik (19.350 TL), 22 ayar 60"ar gramlık çeyrekli künye (5.160 TL), 1 adet 130 gram fildişi set (11.180 TL) ve 4 adet 5 gramlık yüzük (1.720 TL) "nin aynen iadesine, bu mümkün olmadığı takdirde, toplam bedelleri olan 37.410 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, ziynet eşyalarının iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsiline ilişkindir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nun 129. maddesinde, cevap dilekçesinde; davalının savunmasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri, savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğinin açıkça belirtilmesi gerektiği, 137. maddesinde; dava ve cevap dilekçelerinin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı, mahkemenin ön incelemede tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapacağı, 240. maddesinde tanık gösteren tarafın, tanık dinletmek istediği vakıayı ve dinlenilmesi istenen tanıkların ad ve soyadı ile tebliğe elverişli adreslerini içeren listeyi mahkemeye sunacağı, bu listede gösterilmemiş olan kimselerin tanık olarak dinlenemeyeceği ve ikinci bir liste verilemeyeceği hususları düzenlenmiştir.
Söz konusu Kanunun 324. maddesine göre; taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.
Anılan hükümler birlikte değerlendirildiğinde; davalı cevap dilekçesi ile tüm delillerini bildirecek, varsa dinlenmesini istediği tanıkların adı ve soyadı ile tebliğe elverişli adreslerini içeren listeyi mahkemeye sunacak, mahkemede ön inceleme aşamasında tarafların bildirdiği delillerin toplanması için gereken işlemleri yapacaktır.
Her ne kadar, tanığın dinlenilmesi için usulüne uygun şekilde mahkemece duruşmaya davet edilmesi gerekmekte ise de; tarafların, gösterdikleri tanıkları davetiye tebliğ edilmeden de mahkemede hazır etmeleri mümkündür, ancak taraflar buna zorlanamaz ve tanıklarını mahkemede hazır etmediği için onların dinlenmesinden vazgeçmiş sayılamaz.Yani, tanık deliline dayanan tarafı tanık dinletmekten vazgeçmiş sayabilmek için kesin süre içinde yatıracağı masrafların mahkemece belirlenmiş ve kendisine bildirilmiş olması gerekir. Bu bağlamda tanık deliline dayanan tarafın tanıklarını duruşmada hazır etmek gibi bir zorunluluğu bulunmadığından, tanıklarını duruşmada hazır etmek üzere tarafa verilen sürenin de hukuki bir değeri yoktur. Zira, Usul Kanununda bu hususta herhangi bir düzenleme bulunmayıp kanuni olmayan bu süre kesin olarak verilmiş olsa dahi hukuki bir sonuç doğurmayacaktır.
Somut olayda; davalı vekili tarafından cevap dilekçesi ile dinlenilmesi istenen tanıkların isim ve adresleri bildirilmiş olmasına rağmen mahkemece, davalı tarafa dinlenilmesi istenilen tanıkların duruşmaya davet edilmesi ya da talimat yoluyla dinlenilmesi için gerekli masraflar bildirilerek, bu masrafların yatırılması için süre verilmediği, bu hususun yerine getirilmesi için davalı tarafa herhangi bir ihtarda da bulunulmadığı, davalı tarafın tanıklarını duruşmada hazır bulundurmaması sebebiyle tanıklarının dinlenilmediği anlaşılmıştır.
Mahkemece; taraflara tanıklarını duruşmada hazır etmek gibi bir yükümlülük yüklenemeyeceği hususu gözardı edilerek, davalı tarafın savunma hakkını ihlal eder şekilde,
usulüne uygun ve süresi içinde mahkemeye bildirmiş olduğu tanıkları dinlenmeden, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.