16. Hukuk Dairesi 2014/20275 E. , 2015/8906 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 6.387,08 metrekarelik yerin tarla vasfı ile ... oğlu 1941 doğumlu ... adına aynı köy son parsel numarası verilerek tapuya tesciline ve beyanlar hanesine raporda belirtildiği şekilde 1.519,29 metrekarelik kısmı üzerinden ..."a ait Enerji Nakil Hattının 1988 yılından beri geçtiğinin yazılmasına, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; dava konusu yerin eklemeli zilyetlik ile davacılar tarafından dava tarihinden önce 20 yıldan fazla bir süre düzenli olarak ekilip biçilmek sureti ile kullanıldığı, imar ve ihyanın tamamlandığı tarih ile dava tarihi arasında 20 yıldan fazla süre geçtiği, bu yerin orman, mera ve benzeri kamuya tahsisli yerlerden olmadığı, ancak üzerinden ..."a ait enerji nakil hattının geçtiği ve bir adet pilon yerinin dava konusu yerin içerisinde kaldığı, davacı tarafın pilon yeri dışındaki yerler yönünden MK"nın 713. maddesi uyarınca tescil ve mülkiyet hakkının doğduğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan değerlendirme usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Davalı taraf 3. kişi konumundadır. Dosyada yer alan nüfus kayıtlarına göre davacının murisi ..."nin 25.04.1989 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Davacı tereke adına dava açmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 640. maddesi uyarınca tereke adına açılıp takip edilen davaları ya tüm mirasçıların birlikte açmaları ya da tüm mirasçıların açılan davaya muvafakatlarının sağlanması veya terekeye mümessil tayin edilerek davanın sürdürülmesi zorunludur. Dosya arasında muris ..."nin mirasçıları ..., ..., ..., ..., ... ve ... tarafından davacı ... vekili Av. ... "e verilmiş vekaletname bulunmasına rağmen mirasçılar ... ve ..."ın adı geçen vekile verilmiş vekaletnamesi bulunmadığı gibi, davacı vekili sadece ... adına dava açmıştır. Bununla birlikte yargılama sırasında tüm mirasçılar adına dava dilekçesinin tebliğ edilmiş olması da davada taraf koşulunun sağlamaya yeterli değildir. Bu mirasçılar davacı ile birlikte dava açmadıkları gibi sonradan davaya muvafakat da vermemişlerdir. Dosya içinde terekeye mümessil tayinine ilişkin başka herhangi bir bilgi ve belge de bulunmamaktadır. Diğer mirasçıların davaya katılmaları, muvafakat vermeleri sağlanmadan ya da terekeye temsilci atanmadan davacının tek başına genel mahkemede dava açıp bu davayı sürdürme yetkisi bulunmamaktadır. Öte yandan 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince ... İlinin mülki sınırları Büyükşehir Belediye sınırları haline gelmiş olmakla TMK 713/3 gereğince ilgili Kamu Tüzel Kişisi niteliğinde bulunan ... Büyükşehir Belediyesini davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre verilmemiştir. Diğer yandan davanın esası hakkında yapılan araştırma da yetersizdir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yer 1963 yılında yapılan tesis kadastrosu sırasında hangi nedenle tespit dışı bırakıldığı kesin olarak belirlenmemiş, taşınmazın niteliğinin belirlenmesinde esaslı unsur olan hava fotoğrafları getirtilerek inceleme yapılmamıştır. Hal böyle olunca; mahkemece, davacıya muris ..."nin mirasçılarının davaya muvafakatini alması ya da terekeye temsilci atanmasını sağlaması ve ... Büyükşehir Belediyesini davaya dahil etmesi için için süre verilmeli, taraf koşulu tamamlandığı takdirde; dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesi zaman dilimi içerisinde farklı tarihlere ait en az 3 stereoskopik hava fotoğrafı, bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları dosya arasına konulmalı, bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, davacı tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu, 1 fen elemanı, 1 jeodezi ve fotogrametri uzmanından oluşan bilirkişi heyeti aracılığıyla keşif yapılmalı, yapılacak keşifte, hava ve uydu fotoğrafları üzerinden bilirkişilere bilimsel yöntemlerle hava fotoğrafı ve memleket haritası ile kadastro paftası ölçeği harita çizim programları aracılığıyla eşitlenerek çekişmeli taşınmazın konumunun çevre parsellerle birlikte harita üzerinde gösterilmesi, hava fotoğrafları ile kadastro paftası çakıştırılıp stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmazın öncesinin ne olduğu ve davacı tarafça ne şekilde kullanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, 3 kişilik uzman ziraat mühendisleri kurulundan; çekişmeli taşınmazın toprak yapısı ile komşu taşınmazların toprak yapısı mukayese edilmek suretiyle taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, yine raporda taşınmazın imar-ihyaya tabi yerlerden olup olmadığı, imar-ihya işleminin tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmışsa dava tarihi ile tamamlanma tarihi arasında ne kadar süre geçtiği hususlarına yer verilmesi ve rapor ekinde taşınmazı değişik yönlerden çekilmiş komşu taşınmazlar ile arasındaki sınırları gösterecek şekilde renkli fotoğrafların eklenmesi istenilmeli, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de varsa yakın taşınmaz tutanak ve dayanaklarıyla bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanacak söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesindeki miktar kısıtlaması göz önüne alınarak davacının murisi adına belgesizden tespit edilen taşınmazların tutanakları getirtilerek, zilyetlik yolu ile edinilebilecek miktar sınırı göz önünde bulundurulmalı, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de kim olduğu dosya kapsamından anlaşılamayan ... oğlu ... adına tescil hükmü kurulması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 23.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.