20. Hukuk Dairesi 2013/8524 E. , 2014/112 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
.... Köyü, 394 ve 395 parsel sayılı sırasıyla 3100 m2 ve 2700 m2 yüzölçümündeki tarla nitelikli taşınmazlar, dava dışı 392, 393, 395, 396, 397, 398 ve 400 sayılı parseller ile bir bütün olarak Ağustos 1963 tarih 31, Eylül 1956 tarih 52, Kasım 1928 tarih 5, Zilhicce 1276 tarih 6 numaralı tapu kayıtları kapsamında kaldığından ve 580 tahrir numaralı vergi kaydının 394 parsele, 579 tahrir numaralı vergi kaydının ise 395 parsele uyduğu söz edilerek, 394 parsel ...; 395 parsel ise, ... adına tesbit edilmiştir.
Aynı Köy 447 ve 448 parsel sayılı sırasıyla 8500 m2 ve 8000 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar ise Şubat 1325 tarih 332 ve K.Sani 1947 tarih 8 sıra numaralı tapu kayıtları; 447 parselin 494 tahrir numaralı, 448 parselin ise 495 tahrir numaralı vergi kaydının kapsamında kaldığından söz edilerek 447 parsel ...; 448 parsel ise, ... adına tesbit edilmiştir.
Orman Yönetimi, taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmış, mahkemece 30.01.1992 gün ve 1988/142-5 sayılı, davanın kısmen kabulüne, fen elemanı bilirkişi krokisinde 394 parselin (a) (1900 m2), 395 parselin (b) (1500 m2), 447 parselin (c) (2500 m2), 448 parselin (d) işaretli (2000 m2) bölümlerinin orman niteliğiyle Hazine; kalan bölümlerinin ise, tesbit gibi tesciline ilişin kararı Orman Yönetiminin temyizi üzerine, Dairenin 08.12.1993 gün ve 1992/15641-10524 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Hükme dayanak yapılan uzman bilirkişi raporunun yetersiz olduğu, bir uzman bilirkişi ve bir fen elemanı bilirkişi vasıtasıyla yeniden yapılacak keşifte, en eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğrafları uygulanarak çekişmeli parsellerin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin saptanması” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda bu kez davanın kısmen kabulüne, çekişmeli Baltacı Kuyucağı Köyü 394, 395, 447 ve 448 parsellerin kadastro tespitlerinin iptaline, 04.06.2002 tarihli fen elemanı bilirkişi krokisinde sarı ile gösterilen, 447 parselin 6000 m2 bölümünün ...; 448 parselin 6000 m2 bölümünün ...; 394 parselin 1200 m2 bölümünün ...; 395 parselin 1200 m2 bölümünün ... adına; kırmızı ile gösterilen 447 parselin (c) (2500 m2), 448 parselin (d) ( 2000 m2), 394 parselin (a) (1900 m2), 395 parselin (b) (1500 m2) bölümün orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11.12.2003 gün ve 8110 - 9220 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararı özetle “Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, eski tarihli resmi belgelerin uygulanmasına dayanan keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi kurulu raporu ile, çekişmeli taşınmazların doğudan ormana sınır olduğu, toprak yapısı incelenerek orman olan bölüm ile orman sayılamayan bölümün belirlendiği, buna göre 447 parselin (c), 448 parselin (d), 394 parselin (a), 395 parselin (b) işaretli bölümlerinin orman sayılan; diğer bölümlerinin ise orman sayılmayan yerlerden olduğu bildirilmiştir.
Mahkemece; 04.06.2002 tarihli fen elemanı bilirkişi krokisinde sarı ile boyanarak gösterilen, 447 parselin 6000 m2 bölümünün 494, 448 parselin 6000 m2 bölümünün 495, 394 parselin 1200 m2 bölümünün 580, 395 parselin 1200 m2 bölümünün 580 tahrir numaralı vergi kayıtlarının yüzölçümü ile geçerli kapsamında kaldığı gerekçesiyle, tapu kayıtlarının değil vergi kayıtlarının miktarına itibar edilerek karar verilmiştir.
Ne var ki, hükme dayanak yapılan uzman bilirkişi kurulu raporunda çekişmeli taşınmazların eski tarihli resmi belgelerde ne şekilde nitelendirildiği açıkça bildirilmediği gibi, çekişmeli parsellerin kabule ve redde konu bölümleri, eski tarihli belgelerden ziyade vergi kayıtları miktarlarına göre belirlenmiştir. Bilirkişi kurulu raporu bu haliyle denetime olanak vermez.
Diğer taraftan, çekişmeli 447 ve 448 parsellerin kadastro tesbitine esas alınan Ağustos 1291 tarih 41 numaralı sicilden gelen K. Sani 1947 tarih 7 ve 8 sıra numaralı tapu kayıtları 2297 m2 yüzölçümündeki D, B, K: Yol, G: ... tarlası okuyan pay kayıtları olup, miktarından fazlasıyla 447 ve 448 parsellere uygulanmıştır. Çekişmeli 394 ve 395 parsellerin kadastro tesbitine esas alının 13. Zilkade 1276 tarih 6 numaralı sicilden gelen K. Sani 1939 tarih 41 sıra numaralı tapu kaydı ve diğer tedavüller D: Dağ, B: Çırakkuzoğlu tarlası, G: Çırakkuzoğlu Kamil tarlası, K: Ziyaeettin veresesi tarlası okuyan 1379 m2 yüzölçümündeki pay kayıtları olup, yüzölçümünden fazlasıyla 392 ilâ 398 parsellere ve 400 parsele uygulanmıştır. Tesbitlere esas alınan tapu kayıtları ve vergi kayıtları değişebilir nitelikte sınırlar içerip, 3402 sayılı Kanunun 20/C maddesi gereğince kapsamı yüzölçümüne değer verilerek saptanır, kayıt fazlası bölümün, kayıtların oluşturulduğu tarihten sonra, sınırdaki ormandan açıldığı kabul edilmelidir.
Üzerinde durulması gereken diğer bir husus ise kayıt kapsamları tayin edilirken, tapu kaydındaki yüzölçümüne mi, yoksa vergi kayıtlarının toplam yüzölçümüne mi itibar edileceği hususudur. 1937 tarihli vergi kayıtları, mükelleflerinin beyanına göre oluşturulan kayıtlar olup, tapu kayıtlarının oluşma şekline göre, vergi kayıtlarının oluşumunda ilgililerinin iradesi daha etkilidir. Kayıt kapsamının belirlenmesinde, tek taraflı beyana dayalı vergi kayıtlarına değil resmi yoldan, ilgili makamların denetimi ve araştırmasına dayalı olarak oluşturulan tapu kayıtlarına itibar edilmelidir.
O halde; mahkemece, tesbitlere esas alınan tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri, dayanak tapu kaydının revizyon gördüğü parsellerden dava dışı 396 parselle ilgili dava dosyası, revizyon parsellerini dıştan çevreleyen komşu parsellerin kadastro tesbit tutanakları ve dayanak kayıtları, çekişmeli parselleri tüm komşuları ile bir arada bütün olarak gösteren, 1/5000 ölçekli fotogrametri yöntemi ile düzenlenen münhanili kadastro paftası, bulunabilen en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, yeniden yapılacak keşifte çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli, dayanak tapu kayıtları değişebilir sınırları içerdiğinden, yöntemince zemine uygulanıp, miktarı ile geçerli kapsamı tayin olunmalı; asıl taşınmazın kapsamı, orman veya ormandan açma değilse, miktar fazlasının sınırda bulunan eylemli ormandan açma yapılarak kazanıldığı kabul edilmelidir.” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kısmen kabulüne,
Baltacıkuyucağı Köyü, 394 ve 395 parsel numaralı taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline,
11/06/2013 tarihli rapor eki krokide 447 parselin (A) harfi işaretli 1148,50 m2 yüzölçümündeki kısmının davalı Yunus oğlu ... adına;
448 parselin (C) harfi işaretli 1148,50 m2 yüzölçümündeki kısmının 2/8 hisseyle ...., 3/8 hisseyle ...., 3/8 hisseyle Hakkı kızı Firdevs Eşit adına;
447 parselin (B) harfi işaretli 7351,50 m2 yüzölçümündeki kısmı ile 448 parselin (D) işaretli 6851,50 m2 yüzölçümündeki orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından reddedilen bölümler yönünden temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden sonra yapılıp dava nedeniyle kesinleşmeyen orman kadastrosu vardır.
Hükmüne uyulan bozma ilâmına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi kurulu tarafından yapılan araştırma incelemeye göre, temyize konu 447 parselin (A) bölümü ile 448 parselin (C) bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davalıların tutunduğu 2297 m2 yüzölçümlü Şubat 1325 tarih 332 numaralı sicilden gelen tapu kaydı kapsamında kaldığı saptanarak yazılı biçimde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı ... Yönetimi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine 07.01.2014 günü oy birliğiyle karar verildi.