Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/4826
Karar No: 2013/7884
Karar Tarihi: 16.5.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/4826 Esas 2013/7884 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalı H.Ş.'nin mirasçısı olan davacı eşi ve altı çocuğunun dava açtığı tapu iptali ve tescil davası reddedilmiştir. Davacılar, muris muvazaası sonucu yapılan tapu devrinin mirastan mal kaçırma amacı taşıdıklarını iddia etmiştir. Muvazaanın, gerçek irade ve amacın gizlenmesiyle gerçekleştiği ve tapuda yapılan resmi sözleşmenin medeni kanunun, borçlar kanununun ve tapu kanununun belirlediği şekil koşullarından yoksun olması nedeniyle geçersizliğinin tesbiti ve tapu kaydının iptali istenilebileceği belirtilmiştir. Mahkeme, davacıların iddialarını yeterli delil ile ispat edemediği sonucuna varmıştır. Ancak Yargıtay, mahkemenin yeterli araştırma ve inceleme yapmadığını, muvazaanın varlığı ve gerçek irade ve amacın tespiti için çeşitli olguların araştırılması ve doğru şekilde değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak kararı bozmuştur. Kararda, Türk Medeni Kanunu'nun 706. maddesi, Borçlar Kanunu'nun 213. maddesi, Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi ve Tapu Kanunu'nun 26. maddesi belirtilmiştir.
1. Hukuk Dairesi         2013/4826 E.  ,  2013/7884 K.
  • TAPU İPTALİ VE TESCİLİ
  • MURİS MUVAZAASI
  • ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİ
  • MİRASTAN MAL KAÇIRMA
  • EKSİK ARAŞTIRMA
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 706
  • TAPU KANUNU (2644) Madde 26
  • BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 213
  • TÜRK BORÇLAR KANUNU (6098) Madde 237

"İçtihat Metni"

Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece  davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava,  muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve pay oranında tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, miras bırakan Ş..Ş.in 22 parsel sayılı taşınmazını 15.09.2004 tarihinde dava dışı A.K.a, A.ın  da 10.08.2007 tarihinde murisin ilk eşinden olma oğlu olan davalı H.Ş.e satış suretiyle devrettiği, 1926 doğumlu olan miras bırakanın 17.12.2007 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak 09.11.1992 tarihinde evlendiği davacı eşi ile ilk evliliğinde olma davacının da aralarında yeraldığı 6 çocuğu ile 1984 yılında ölen oğlu C."den olma üç torununun kaldığı   anlaşılmaktadır.
Davacı, miras bırakanın ara malik kullanmak sureti ile yapmış olduğu temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda  yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun  237) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay  sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. 
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır.
Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Somut olaya gelince; mahkemece anılan ilkeler doğrultusunda hüküm kurmaya yeterli araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Şöyle ki özellikle, çekişmeye konusu taşınmaz dışında miras bırakanın başkaca malvarlığının olup olmadığı, sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, miras bırakan ile ara malik A..K.. arasındaki beşeri ilişki gibi olgular  araştırılmış değildir.
Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilkeler ve olgular  doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.5.2013 tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi