20. Hukuk Dairesi 2013/7972 E. , 2014/167 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı gerçek kişiler Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş oldukları dava dilekçesinde özetle; sınırlarının bildirdikleri taşınmazların orman kadastro çalışmalarında orman olarak sınırlandırıldığını, taşınmazların kadim kültür arazisi olduğunu iddia ederek, orman kadastro çalışmasının iptali istemiyle dava açmışlardır. Asliye Hukuk Mahkemesince taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş ve dava dosyası Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır.
... ve ...; davacı muris ..."den 1065 ve 1066 parsel sayılı taşınmazları satın aldıkları iddiasıyla davaya müdahil olmuşlardır.
Kadastro mahkemesince dava konusu 1065 ve 1066 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tefrik kararı verdikten sonra davacı tarafın dava konusu ettiği 1065 ve 1066 parsellerden feragat ettiği anlaşıldığından, davacı tarafın bu parsellere ilişkin davasının feragat nedeniyle reddine, tutanak asıllarının tapu müdürlüğüne gönderilmesine, müdahil ... ile ..."nun davaya katılma gerekçelerinin kadastro tutanağı tanzim edildikten sonra gerçekleşen hukukî muamelelere ilişkin olduğu gerekçesiyle 1065 ve 1066 sayılı parsellere ilişkin mahkemenin görevsizliğine karar verilerek dava dosyası Asliye Hukuk Mahkemesine aktarılmıştır.
Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın kabulü ile 1066 parsel sayılı taşınmazın ... adına; 1065 parsel sayılı taşınmazın ... adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm, davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1964 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1979 yılında genel arazi kadastrosu, 21.10.1987 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, uzman orman bilirkişi tarafından yöntemine uygun biçimde yapılan uygulamaya göre taşınmazların orman tahdidi dışında oldukları anlaşılmış olup, bu durumda, dava konusu 1065 ve 1066 parsel sayılı taşınmazların davacı gerçek kişiler tarafından 1964 yılında açılan orman tahdidine itiraz davasına konu olmadıkları halde, kadastro mahkemesince orman tahdidine itiraz davasına konu oldukları kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de, dava konusu taşınmazlar tahdit dışında oldukları için orman tahdidine itiraza konu oldukları kabul edilemiyeceği gibi, kadastro sırasında malik hanesi doldurularak tesbit ve tapuya tescil edilmişlerdir. Daha sonra satış suretiyle tapuda işlem görerek müdahil davacılar adına tapuda tescil işlemi yapılmış ve halen de tapuda müdahil davacılar adına kayıtlıdır. Buna göre, mahkemece, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, mükerrer sicil oluşturacak
- 2 -
şekilde, yeniden sicil oluşturulması doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle; hüküm fıkrasında birinci ve ikinci bentlerinin tamamen hükümden çıkarılarak yerine “Dava konusu parsellerin adlarına tapuda kayıtlı olduğu anlaşıldığından müdahil davacıların davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K."nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/01/2014 günü oy birliği ile karar verildi.