Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2706
Karar No: 2017/17655
Karar Tarihi: 14.12.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/2706 Esas 2017/17655 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/2706 E.  ,  2017/17655 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen asıl ve birleşen tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı asıl davada; tarafların 20.09.1993 tarihinde davalı adına yapılan kira sözleşmesiyle malik olan davacının babası müdahilden, elektrik tesisi, kepçe ve 2 adet kum ocağı işletmesini 2 yıllığına kiraladıklarını, aynı tarihli adi ortaklık sözleşmesi ile bu işletme için ortak olduklarını, adi ortaklık sözleşmesi ile ortaklığın 2 sene süreceğinin kararlaştırıldığını, idari işlerin davalıda olduğunu, kârın yarı yarıya paylaşılacağını, davacıya düşecek karın %60’ının davacının babasının davalıya olan borcu karşılığı davalıya verileceğini, davacının o süreçte askere gitmesi nedeniyle davalının 14 ay boyunca işlettiği ancak davacının kar payını vermediğini, davalının 07.11.1994 tarihinde çektiği ihtarla adi ortaklık sözleşmesini feshettiğini, davacının kar payının değişik iş dosyasındaki tespite göre 2.000.000.000 alacağı olduğunu belirterek, şimdilik bu bedelin faizi ile tahsili birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davacı birleşen davada; asıl dava dosyasında davalının mal varlığının 03.04.2002 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre 547.441 TL olarak tespit edildiğini belirterek, 547.441 TL"nin 21.09.1998 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; bir yıllk zamanaşımı sürenin dolduğunu, kum ocaklarının kapalı olduğunu, kum ocaklarını noterden devraldığını aldığını, kira sözleşmesinin geçersiz olduğunu, ocaklardan birini çalıştırabildiğini, işletmeden zarar ettiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, karar Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 15.09.2005 tarih ve 2005/5242 Esas- 2005/13212 Karar sayılı kararı ile, " ... Taraflar arasında adi ortaklığın bulunduğu ve ortaklığın fiilen sona erdiği tartışmasızdır. Bu durumda mahkemece tarafların anlaşıp anlaşamadığı yönler üzerinde durularak, anlaşamadıkları hallerde BK 538 ve sonraki maddeleri gözetilerek mahkemece ortaklığın bizzat tasfiyesi yoluna gidilmesi gerekmektedir. BK’nun 538.maddesinde belirtildiği gibi tasfiye bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin bu sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır. Böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise tasfiyenin bu defa BK’nun 539.maddesindeki sıra takip edilerek yapılması gereklidir. Açıklanan bu olgular karşısında öncelikle ortaklığın sona erdiği tarih itibariyle aktif ve pasif mal varlığı belirlenmeli, ortaklığı yöneten ve idareci olan davalıdan ortaklık hesabını gösterir hesap istenilmeli, verilen hesapta uyuşmazlık çıktığı takdirde taraflardan delilleri sorularak toplanmalı, bu şekilde belirlenen mal varlığının ne şekilde tasfiye edileceği taraflardan sorulmalı, tasfiyede anlaştıkları takdirde ona göre karar verilmelidir. Taraflar tasfiye konusunda anlaşamadıkları takdirde, mahkemece tayin edilecek tasfiye memuru marifetiyle tespit edilen ortaklık mallarının mevcut olanlarının satılmasına, şayet bu mallar mevcut değilse değerleri bilirkişi marifetiyle belirlenip, elde edilecek gelirden veya malların belirlene değerlerinden öncelikle ortaklığın borçları ödendikten sonra kalan kısmın taraflar arasında paylaştırılmasına karar verilmelidir. Tasfiye sonunda tarafların alacak ve borçları tam olarak belirlenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir." gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmuş, ortaklık sözleşmesinin son bulduğu 07/11/1994 tarihi üzerinden 4 yıl geçtikten sonra işbu davayı açmasının da davalı şirket ile babası arasındaki sorunlar sonrasında alacak hakkı elde etmek için açılmış bir dava olduğunun açık bir kanıtı olduğu, basiretli bir tacir gibi hareket etmeyen davacının bunun sonuçlarına katlanması gerekeceği, ortaklığa ait tasfiyesi gerekli bir malvarlığının tespit edilemediği, bu nedenle tasfiye memuru atanmasına gerek görülmediği ve davalı ..."ın şirket adına sözleşme yaptığı, sözleşmenin tarafı olmadığı gerekçesiyle ile asıl davanın reddine ve birleşen davanın husumet yoluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-) Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
    Somut olaya bakacak olursak, yerel mahkeme bozma kararına uymakla birlikte bozma gereğini yerine getirmemiştir. Mahkemece yapılacak iş, uyduğu anılan bozma kararının gereklerini yerine getirmek olduğu halde yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    2-) Bozma nedenine göre, şimdilik tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklandığı üzere davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi