20. Hukuk Dairesi 2013/8442 E. , 2014/179 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Hasandere Köyü, 105 parsel sayılı 1590 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliği ile belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adlarına tesbit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, taşınmazın orman olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine ve dava konusu parselin tesbit gibi davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiş, davacı ... Yönetimi tarafından hüküm temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 12/04/2010 gün ve 2010/1684 E. - 4839 K sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; " Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; yörede 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılıp dava tarihinde kesinleşmeyen orman kadastrosu bulunduğundan ve taşınmazın sınırında orman bulunduğundan, taşınmazın orman niteliğinin saptanması için öncesinin belirlenmesi gerekir. Hükme dayanak alınan bilirkişi raporu taşınmazın orman niteliğini belirlemede yeterli ve kanaat verici olmayıp bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
Mahkemece, eski tarihli ve 1980’li yıllara ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; orman kadastrosu kesinleştiğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır" denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine, 105 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi tarla niteliği ile tesciline, taşınmazın tamamı 69.120 pay kabul edilerek Hatice Cinkılıç ve arkadaşları adlarına payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından esik inceleme ile karar verildiği gerekçesi ile temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılıp 28/04/1989 - 29/05/1989 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B madde çalışmaları ile arazi kadastro çalışmaları bulunmakta olup, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
Dosya kapsamına, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve çekişmeli taşınmazın orman sınırı dışında orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre , yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 07/01/2014 gününde oybirliği ile karar verildi.