3. Hukuk Dairesi 2017/12375 E. , 2017/17662 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı belediyeye ait olan 29 parseldeki taşınmazı ihale ile 26/05/2008 tarihinde satın aldığını, davalının ihalenin feshi davası açması nedeniyle ihalenin daha sonra kesinleştiğini ve tapunun 25/10/2011 tarihinde davacı adına tescil edildiğini, mülkiyetin ihale ile alıcıya geçmesine rağmen 41 ay boyunca taşınmazda bulunan 4 adet kiracının kira paralarının davalı tarafından tahsil edildiğini ileri sürerek, yersiz tahsil edilen 10.000 TL (ıslah ile 19.400 TL)"nın, tahsil edildikleri tarihten itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı; talebin yersiz olduğunu, geriye dönük kiraların tahsil edilebilmesi için ihtarname keşide edilmesi gerektiğini, davacı tarafından keşide edilen ihtarnameden sonra kira parası tahsil etmediğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 22.278,04 TL alacağın tahsil edildiği tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi neticesinde Dairemizin 01.10.2015 tarih ve 2015/8947 Esas, 2015/14937 Karar sayılı ilamı ile ""... davacı tarafından keşide edilen ihtarnamenin tebliğ tarihi açıklığa kavuşturularak, ihtarnamede ödeme için verilen 3 günlük sürenin bitiminden itibaren davalının temerrüde düştüğü kabul edilmek suretiyle faiz yönünden karar verilmesi gerekirken, ödeme tarihlerinden itibaren faiz hesabı yapılması doğru görülmemiştir. Bundan ayrı olarak; bilirkişi raporuyla tespit edilen işlemiş faiz, asıl alacağa dahil edilmek suretiyle faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi, TBK"nun 121.maddesinde (BK 104/son) belirtilen faize faiz işletilmesi yasaya aykrı görülmüş, bu husus da bozmayı gerektirmiştir. Ayrıca, davacı tarafından ıslah edilerek artırılan alacağa yönelik davalı vekili zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de, mahkemece bu hususta olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi de doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir."" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ise, davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL asıl alacak, 39.45 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.039,45 TL"nin, asıl alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava, harici satış sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki temel borç ilişkisinin harici satış sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Bu yön gözetilerek davanın TBK"nun 146. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşım süresine tabi olduğu düşünülüp davacının kısmi ıslah talebinin de kabulüne karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kısmen ıslah edilen miktar yönünden zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.