3. Hukuk Dairesi 2016/10793 E. , 2017/17682 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK ( AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının devamlı surette küfür, hakaret dolu ve evden defol git şeklinde evlilik birliğine sarsan sözlerine muhatap olduğunu, iki aya yakın bir zamandır baba evinde ikamet etmek zorunda kaldığını, 14 adet 25 gr lık üçlü burma bilezik, 1 adet set, 1 adet beşi birlik altın ve zincir, 2 adet künye kelepçe, 10 adet saat altının davalıda kaldığını ileri sürerek, ziynet eşyalarının aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde ise takıların bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacının eşyalarını ve ziynetlerini alarak müşterek haneyi haksız bir şekilde terk ettiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davanın ziynet eşyası alacağı talebinin reddine karar verilmiş olup; kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2014/12584 Esas -2014/22918 Karar sayılı kararı ile "... davacı kadının talep etmiş olduğu ziynetlerin evlilik birliği içinde alınan ve koca adına kayıtlı olan taşınmazın peşinatı için bozdurulduğu toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Koca, bunların geri istenmemek üzere kendisine verildiğini iddia ve ispat etmediğine göre, kadına geri verme borcu altındadır. Bu yön nazara alınmadan yazılı gerekçeyle ziynetlerin reddi doğru bulunmamıştır."gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulüne, 31.150 TL değerinde 25 gr ağırlığında 14 adet üçlü burma bilezik, 3.000 TL değerinde 1 adet set, 4.350 TL değerinde 1 adet beşi birlik altın ve zincir, 1.405 TL değerinde 2 adet künye kelepçe, 1.550 TL değerinde 10 adet saat altının aynen, aynen teslimi mümkün değilse tespit edilen bedellerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraflar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Kabul şekline göre de, bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur.
İİK"nun 24/4.maddesi gereğince; aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı vb. gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları açık olarak yazılmalıdır. Dosyanın incelenmesinde; 25 gr ağırlığında 14 adet üçlü burma bilezik, 1 adet set, 1 adet beşi birlik altın ve zincir, 2 adet künye kelepçe, 10 adet saat altının mevcut iseler aynen değil iseler bedellerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği; ancak ziynetlerin ayarlarının ve 14 adet üçlü burma bilezik dışında gramlarının gösterilmediği görülmektedir.
O halde, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, hüküm altına alınan ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin hükümde ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, karar verilen ziynet eşyalarının özelliklerinin yazılmayarak infazda tereddüt yaratacak nitelikte HMK"nın 297. maddesine aykırı hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
2)Diğer taraftan, dava dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedellerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep edilmiş ise de, HMK 297/2.maddesine aykırı olarak davacının faiz talebi hakkında olumlu-olumsuz karar verilmemiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince birinci bentte açıklanan nedenlerle taraflar yararına, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.