3. Hukuk Dairesi 2017/7676 E. , 2017/17707 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile aralarında düzenlenen kira sözleşmesi uyarınca davalı Üniversite"nin kampüs alanı içerisinde bulunan 2170 m² kullanım alanlı taşınmazın ... Üniversitesi Halı Saha ve Kafeteryası adı altında 13.000 TL bedelle 3 yıl süre ile tarafınca kiralandığını , sonrasında kira ilişkisinin karşılıklı olarak feshedildiğini ancak kiralanana yapmış olduğu masraflar bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 25.000 TL"nin imalat tarihi olan 09/04/2012 tarihinden itibaren mevduata uygulanacak en yüksek faiz ile birlikte tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile bu talebini 276.271,40 TL"na yükseltmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın ıslah dilekçesi dikkate alınarak kabulüne , davaya konu 276.241,40 TL "nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.,
1- Davacı tarafın katılma yoluyla temyiz isteminin incelenmesinde ;Davacı vekili, davalı vekilinin temyiz dilekçesine karşı düzenlediği temyize cevap dilekçesinde hükme ilişkin temyiz itirazlarını ileri sürmüşse de sözkonusu dilekçenin HUMK"nun 433. maddesinde öngörülen on günlük yasal süre içerisinde mahkemeye verilmediği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, davacı tarafın katılma yoluyla temyiz isteminin süreden REDDİNE ,
2- Davalı vekilinin temyiz istemine gelince ;01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK"nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki kira ilişkisinden kaynaklanan faydalı masraf alacağı istemine ilişkindir. Dava, 05.10.2015 tarihinde 6100 sayılı HMK"nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK"nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin süreden reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.