Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/10349
Karar No: 2021/9839
Karar Tarihi: 11.10.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/10349 Esas 2021/9839 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/10349 E.  ,  2021/9839 K.

    "İçtihat Metni"

    ANKARA 8. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde birleştirilerek görülen tazminat davalarının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair yeniden esas hakkında verilen kararın, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Asıl davada davacı; davalı satıcıdan almış olduğu aracın şanzımanındaki ayıp sebebiyle aracın yenisi ile değişimi talepli davanın yargılaması sonucunda 02/04/2014 tarihli karar ile, aracın yenisi ile değişimine karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, kararın onanması sonrasında fiilen davalıda bulunan aracın icra müdürlüğü aracılığı ile davalı tarafa 22/06/2015 tarihinde teslim edildiğini, davalının 2016 yılı mart ayında aracı kendi üzerine aldığını, dava konusu aracın 2013 yılı nisan ayında davalı servisine giriş yaptığını ve şanzımanındaki ayıp nedeniyle kullanılamayacak durumda olmasından dolayı davalı tarafta kaldığını, kullanımına tahsis edilen aracın 26/06/2013 tarihinde davalı tarafça iade alındığını, davalı tarafa 31/07/2013 tarihli ihtar keşide edilerek araç tahsisin talep edildiğini, ancak bu taleplerinin yerine getirilmediğini, işi ve konumu nedeniyle araç kullanımından mahrum kalması nedeniyle mağdur olduğunu, aracın icra dairesi tarafından hukuken davalı tarafa teslim edildiği 22/06/2015 tarihine kadar aracın motorlu taşıtlar vergisinin kendisi tarafından ödendiğini ileri sürerek; araçtan yoksun kalınan dönemde ulaşım giderine ilişkin olarak şimdilik 2.000 TL’nin araç tahsis istem ihtarının tebliğ tarihi gözetilerek 03/08/2013 tarihinden itibaren avans faiziyle, araçtan yoksun kalınan dönemde ödenen motorlu taşıtlar vergisine ilişkin şimdilik 1.500 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 11/12/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile motorlu taşıt vergisi ödemesine ilişkin talebini 9.392,82 TL’ye yükseltmiştir.
    Birleşen davada davacı; aynı olaya ilişkin olarak asıl dosyada bilirkişi raporu ile belirlenen araçtan yoksun kalınan döneme ilişkin araç ulaşım zararı yönünden bakiye kısma yönelik olarak şimdilik 108.000 TL’nin ikame araç tahsisi istekli ihtarın tebliğ tarihi olan 03/08/2013"ten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı; davacının aracının tamir için servislerine getirildiğini, vites kutusunun siparişle üretim yerinden istendiğini, bu süreçte davacıya 26/06/2013 tarihine kadar araç tahsis edildiğini, tedarikte yaşanan sıkıntılar üzerine davacının aracın onarımından vazgeçtiğini, müşteri memnuniyeti ve iyiniyet kapsamında davacıya başka araçlar için teklifte bulunulduğunu, ancak davacının TL üzerinden aldığı aracın Euro kuru üzerinden hesaplanması gerekirken hesaplanmadığı ve bu sebeple teklif edilen araçlarla aradaki fiyat farkının yüksek olması sebebiyle tekliflerini reddettiğini, akabinde dava yoluna başvuracağını şifahen bildirdiğini, bunun üzerine 26/06/2013 tarihinde herhangi bir tamirat işlemi yapılmadığı için tahsis edilen aracın iade alındığını, aracın ilk servise geldiği tarihlerde yasal olarak araç tahsis yükümlülüğü bulunmamasına rağmen araç tahsis işini gerçekleştirdiklerini ve müşteri memnuniyeti kapsamında davacının mağdur olmaması için gerekeni yaptıklarını, 13/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliğine göre davacıya araç tahsis etmek zorunlulukları bulunmadığını, davacının aracını tamir ettirmediğini, seçimlik haklardan misli ile değişimi yönünde hakkını kullandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince; davacı adına kayıt ve tescilli olan davaya konu aracın motorlu taşıtlar vergisinin iadesini istemesinin uygun olmadığı, aracın devrini yapana kadar veya trafik sicilinden kaydını sildirene kadar davacının motorlu taşıtlar vergisini ödemekle mükellef olduğu, diğer taraftan, davacının seçimlilik haklarından onarım yerine ayıplı ürünün ayıpsız misli ile değişimini talep ettiği, davacıya ikame araç tahsis edilmesine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, davacının kullanamadığı araçtan yoksun kalması nedeniyle bir bedel isteyemeyeceği gerekçesiyle; asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; davacının araçtan yoksun kaldığı dönem için yaptığı ulaşım giderlerine ( araç kiralama, yol gideri vb.) ilişkin bilgi ve belgeleri dosyaya sunmadığı, soyut beyanlara dayanarak ispatlayamadığı bu talebinin ilk derece mahkemesince reddedilmesinde isabetsizlik görülmediği; araçtan yoksun kaldığı dönemde ödediği motorlu taşıt vergileri talebi yönünden ise, her ne kadar motorlu taşıtlar vergisinden kural olarak kayıt maliki sorumlu ise de, davacının davalıdan 14/01/2011 tarihinde satın aldığı aracın arızalanması üzerine 18/04/2013 tarihinde servise teslim edildiği ve akabinde aracın ayıplı olduğundan bahisle misli ile değiştirilmesi için dava açıldığı, dava sonunda talebin kabulüne karar verildiği ve verilen kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği, yargılama süresince aracın serviste kaldığı, davacı tarafından araç kullanılmadığı halde bu döneme ait motorlu taşıtlar vergisinin ödendiği, 4077 Sayılı Yasanın 4/2 maddesine göre (6502 Sayılı Yasanın 11/6 maddesi) davalının, tüketicinin seçimlik haklarının kullanması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflardan sorumlu olacağı hususları birlikte değerlendirildiğinde bu talebin reddinin yerinde görülmediği gerekçesiyle, davacının istinaf talebinin kabulüne; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına; asıl davanın araçtan yoksun kalınan dönemdeki ulaşım giderine yönelik talebin reddine, motorlu taşıtlar vergisi için ödenen bedelin iadesine ilişkin talebin kısmen kabulüne, 9.392,82 TL"nin; 1.500 TL"sinin dava tarihinden, 7.892,82 TL"nin ıslah tarihi olan 11/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine; birleşen davanın reddine karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Asıl ve birleşen dava, ayıplı araç satışından kaynaklı araçtan mahrum kalınan süreye ilişkin ulaşım gideri ve aracın davacı tarafça kullanılmadığı döneme ilişkin motorlu araç vergilerinden kaynaklı maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
    TBK’nın 50/2 maddesi; "Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hakim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler" şeklindedir.
    Yine, aynı kanunun 51/1 maddesinde; "Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler." hükmünü içermektedir.
    Somut olayda; dava konusu aracın dosya kapsamımında yer alan 122039 nolu iş emri ile 18/04/2013 tarihinde davalı şirkete teslim edildiği, bu tarih sonrasında davalı şirkette kaldığı, davacıya tahsis edilen ikame aracın ise davalı tarafça 26/06/2013 tarihinde geri alındığı, bu hususun davalı tarafça itiraz konusu yapılmadığı, yine aracın hukuken tesliminin ise 18/06/2015 tarihinde gerçekleştiği dosya kapsamı ile sabittir.
    Her ne kadar bölge adliye mahkemesince, davacının asıl ve birleşen davaya konu ettiği ulaşım giderinden kaynaklı zararını ispat edemediği gerekçesiyle bu talebin reddine karar verilmiş ise de, yukarıda açıklanan kanun hükümleri dikkate alındığında, davalı tarafça davacıya tahsis edilen ikame aracın geri alındığı 26/06/2013 tarihinden araç bedelinin davacıya ödendiği 23/02/2016 tarihine kadarki olan dönemde davacının zarara uğradığı sabit olduğundan bu döneme ilişkin ulaşım giderinin belirlenmesi ve davalı tarafa tazmini gerekmektedir. Zira, bu dönemde davacının işi, sosyal konumu da dikkate alındığında ulaşım gideri yapmamış olması hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi bu giderlerin belgelendirilememesi durumunda, bu kalem istek için takdir edilecek uygun bir tazminata karar verilmesi gerekir.
    Bu itibarla, bölge adliye mahkemesince; yukarıdaki açıklamalar ışığında davacının asıl ve birleşen davaya konu ettiği ve davalıdan talep edebileceği ulaşım giderinin gerekirse bilirkişi görüşüne de başvurulmak suretiyle TBK"nın 50/2 ve 51/1 maddeleri gereğince belirlenmesi tesisi yoluna gidilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 373/2 maddesi uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 41,80 TL fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 54,40 TL peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 11/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi