20. Hukuk Dairesi 2013/8655 E. , 2014/247 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar Orman Yönetimi ve ... ile davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında .... Köyü, 151 ada 19 parsel sayılı taşınmaz, 5734,98 m2 yüzölçümü ile bahçe niteliği ile ... adına tesbit edilmiştir.
Davacı Abdulkadir Yılmaz vekili tarafından Zonguldak 2.Asliye Hukuk Mahkemesine verilen 20/03/2002 tarihli dava dilekçesi ile; .... Köyü, Ilıksu Mahallesinde bulunan taşınmazın ... isimli şahıstan müvekkili tarafından satın alındığını iddia ederek, taşınmazın müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı ..., asliye hukuk mahkemesinde davalı ... ve ..."ya karşı aynı taşınmaz için açtığı müdahalenin men"i davası, .... Köyü Hazine ve ..."a karşı açtığı tapusuz taşınmazın MK"nın 713. maddesi gereğince tescili için davalar ile davacı Abdülkedir Yılmaz"ın açtığı dava ile birleştirilmiş ve Zonguldak 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davacı ..."ın davasının kabulü ile 27.12.2004 günlü krokide (B) ve (C) harfleriyle gösterilen 4138,21 m2 yerin davacı Abdulkadir Yılmaz adına tesciline, davacı ..."ın davasının kabulü ile aynı krokide (A) harfiyle gösterilen 1735,85 m2 yerin davacı ... adına tesciline, davacı ...’in açmış olduğu elatmanın önlenilmesi davasının reddine karar verilmiş; Hazine ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, hüküm Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 29.06.2006 tarih ve 2006/3710 - 4589 karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Yerel bilirkişi ve tanıklar, dava konusu yer üzerinde davacılar ve satıcılarının zilyetliğinin ekonomik amaca uygun olarak geçip geçmediğini husunda soyut anlatımlarda bulundukları, davacılardan ... vekilinin Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesine açmış olduğu tespite ilişkin 2002/23 D.İş nolu dosya arasında bulunan resimlere göre dava konusu taşınmaz bölümleri hiç ekilip biçilmeyen orman örtüsüyle kaplı yerlerden olduğu, orman bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda; taşınmazın 16.09.1974 yılında kesinleşen orman sınırları dışında ve gizli memleket haritasında beyaz renkli açık alanda olduğunu açıklamış ise de, tesbit dosyasındaki resimlere göre taşınmazın orman örtüsüyle kaplı olduğunu, bu açıklamalar karşısında gerek dava konusu taşınmazların taksimde davacıların hangisinin satıcısına isabet ettiği, gerekse zilyetlik ve taşınmazın niteliği bakımından yapılan inceleme yetersiz olduğu belirtilerek yeniden inceleme ve araştırma yapılması" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılma sırasında yörede kadastro çalışmaları yapılması ve dava konusu taşınmaz için 151 ada 19 parsel sayılı kadastro tutanağı düzenlenmiş olması nedeni ile görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine devredilmiştir.
Arazi kadastrosu askı ilân süresi içerisinde davacı ... Müdürlüğü vekili tarafından 29/11/2007 tarihli dava dilekçesi ile ...."nde bulunan 151 ada 19 parsel sayılı taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu halde tarla vasfıyla davalı ... adına tespit edildiğini, davalı adına yapılan tesbitin iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı ... vekili 29/11/2007 tarihli dava dilekçesi ile; .... Köyünde bulunan 151 ada 19 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının müvekkiline ait olduğu halde tamamının davalı ... adına tesbit edildiğini belirterek yapılan tesbitin iptali ile taşınmazın 1979.04 m2 "lik kısmının müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiş, asliye hukuk mahkemesinden görevsizlik kararı ile gelen dava dosyası ve Orman Yönetimi ve davacı ... tarafından açılmış olan kadastro tesbitine itiraz davaları birleştirilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Kadastro Mahkemesince; davacı ... Müdürlüğü ve davacı ..."ın davalarının reddine, dava konusu 151 ada 19 parsel sayılı taşınmazın ... adına tesciline karar verilmiş; Hazine, Orman Yönetimi ve ... tarfından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03/05/2011 tarih, 2011/1162 - 5410 karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, bozmaya uyulmasına rağmen bozmanın gerekleri yerine getirilmemiştir. Bozmada, davacılardan ... vekilinin ....Asliye Hukuk Mahkemesinde yaptırmış olduğu tespite ilişkin 2002/23 D.İş nolu dosya arasında bulunan resimlere göre dava konusu taşınmaz bölümleri hiç ekilip biçilmeyen orman örtüsüyle kaplı yerler olduğu, bu nedenle taşınmazın orman olup olmadığı ve zilyetlik koşullarının araştırılması istenildiği halde, bu yönde yeterli araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Bu nedenle; yeniden yapılacak inceleme ve araştırma ile dava konusu taşınmazın eski tarihli resmî belgelerdeki konumunun araştırılarak orman sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi, orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde, zilyetlikle kazanma koşullarının araştırılması” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu davacı ... Müdürlüğü ve davacı ..."ın davalarının reddine, davacı ..."ın davasının kabulü ile .... Köyü, 151 ada 19 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar Orman Yönetimi ve ... ile davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 15.09.1973 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
1) Davacı ... Yönetiminin temyiz itirazları bakımından;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve özellikle keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, taşınmazın eylemli biçimde orman olmadığı ve yörede 1974 yılında kesinleşen orman tahditi dışında kaldığı saptandığına göre, yerinde görülmeyen davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Davalı Hazine ve davacı ..."ın temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece davacı ... Müdürlüğü ve davacı ..."ın davalarının reddine, davacı ..."ın davasının kabulü ile .... Köyü, 151 ada 19 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş ise de uyulan bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; dava konusu taşınmazın orman sayılmayan ve zilyetlikle iktisabı mümkün olan yerlerden olduğu belirlenmiş, ancak zilyetlikle iktisap koşulları tam olarak araştırılmamış, dava konusu taşınmazın uzun süredir kullanılmadığı belirlendiğine göre bunun zilyetliğin terki anlamına gelip gelmediği irdelenmemiştir. Ayrıca, asliye hukuk mahkemesinin
2003/165 Esas sayılı dosyasında yapılan 08.09.2004 tarihli keşifte dinlenen davalı karşı davacı ... tanıklarınca dahi, dava konusu taşınmazın evvelce komşusu 151 ada 20 parselle bir bütün halinde ..."ya ait iken ölümü ile çocukları Mustafa ve Ahmet Cevdet tarafından 5-6 yıl süre ile bir bütün olarak kullanıldığını, daha sonra aralarında tanıkların da bulunduğu şekilde fiiilî taksim yapıldığını ve taşınmazı ikiye bölmek sureti ile paylaştıklarını, Cevdet Koca"nın kendisine düşen yeri davacıya sattığını, Mustafa"nın da kendi yerini ..."a sattığını, bir bütün olan 19 ve 20 sayılı parsellerin eşit olarak paylaşıldığını söylemiş olmalarına karşın, 2007/114 Esas sayılı dosyada yapılan keşifte dinlenen tanıklar eşit paylaşımdan bahsetmemiş ve paylaşımda Ahmet Cevdet"e düşen taşınmaz miktarının daha az olduğunu belirtmişlerdir. Tanık beyanları arasındaki bu çelişkiler de giderilmemiştir
O halde; dava konusu taşınmazın orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu belirlendiğine göre zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılmalıdır. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği, davacı ..."ın zilyetlik devir sözleşmesi ile satın aldığı .... ile davalı karşı davacı ..."ın taşınmazı satın aldığı ... arasında yapılan paylaşımın ½ miktarda olup olmadığı konusunda ayrıntılı beyanlar alınmalı, ....arasında yapıldığı iddia edilen zilyetlik devir sözleşmesi de tanık beyanları ile karşılaştırılarak beyanlara değer verilip verilmeyeceği tartışılmalı; tesbit tarihine kadar (gerçek kişiler) yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar ... ve ... yanında, önceki zilyetler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle davacı ... ve davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hukmün BOZULMASINA, davcı kişinin yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine 09/01/2014 günü oy birliği ile karar verildi.