3. Hukuk Dairesi 2017/12872 E. , 2017/17759 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı kurum tarafından 06.06.2013 tarihinde düzenlenen kaçak tutanağı ile hakkında 39.006,66 TL kaçak tahakkuku yapıldığını, kendisinin davalı kuruma yaptığı abonelik başvurusunun kanuna ve yönetmeliğe aykırı olarak sürekli reddedilmesinden dolayı tarladaki ürünlerinin zarar görmemesi için yalnızca 3 gün abonesiz sulama yaptığını; ancak, davalı kurumun 90 günlük kaçak tahakkuku düzenlediğini ve bu uygulamanın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davalı tarafça düzenlenen 39.006,66 TL"lik faturanın iptali ile ihtirazi kayıt ile ödemiş olduğu bu bedelin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacının, abone olmaksızın tarımsal amaçlı elektrik enerjisi kullandığını; bu sebeple, hakkında kaçak tutanağı düzenlendiğini ve buna dayalı olarak borç tahakkuk ettirildiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; her ne kadar, kaçak elektrik tahakkukunda 90 gün baz alınarak hesaplama yapılmış ise de; dosyada mevcut ÇKS bilgilerine göre davacının ektiği tarımsal ürünler gözönüne alındığında, davacının belirtilen dönemlerde 90 gün boyunca sulama ihtiyacının olmayışı ve bu süre boyunca sulamasının ürüne zarar vereceği değerlendirildiğinde, davalının 3 gün süre ile kaçak elektrik enerjisi kullandığının kabul edilerek, bu süre üzerinden hesap yapılması gerektiği gerekçesi ile; davanın kısmen kabulüne ve mahkemece resen yapılan hesaplama ile davacının 39.006,66 TL fatura bedelinin 37.923,38 TL’lik kısmından borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Anılan karar, Dairemizin 2014/21417 Esas–2015/17538 Karar sayılı ve 10/11/2015 tarihli kararı ile " ....Yargılama sırasında elektrik mühendisi
bilirkişi tarafından düzenlenen 09.04.2014 tarihli bilirkişi raporunda; Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin 40. maddesi ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu"nun 29.12.2005 tarih ve 622 karar sayılı “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkındaki kararı gereği yapılan hesaplamaya göre davacının yapmış olduğu kaçak elektrik kullanımından dolayı 90 gün üzerinden 39.000,96 TL borçlu olduğu belirtilmiştir. Ancak düzenlenen bilirkişi raporunda 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümleri esas alınarak hesaplama yapılması gerekirken, 01.03.2003 tarihinde yürürlükten kalkan Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği’nin 40. maddesi hükümlerine göre hesap yapılmış, ayrıca taraflar arasındaki temel uyuşmazlık konusu olmasına karşın, davalının kaçak tutanağının düzenlendiği dönemde, dosyada mevcut ÇKS ve DSİ belgelerine göre tarımsal sulama yapabileceği sürelere ilişkin bir değerlendirmede bulunulmamıştır. Bu itibarla bilirkişi raporu usul ve yasaya uygun değildir.
Ancak, mahkemece; yukarıda açıklanan gerekçelerden farklı olarak, davacı tarafça 3 gün süre ile tarımsal sulama yapılmış olmasına karşın bilirkişi raporunda 90 gün üzerinden hesaplama yapıldığı gerekçesi ile bu bilirkişi raporuna itibar edilmemiş olmasına karşın HMK 226. vd. maddeleri gereğince yeni bir bilirkişi raporu almak yerine resen yapılan hesaplama ile hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
O halde, mahkemece yapılacak iş; uyuşmazlığın çözümünün, özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği hususu gözönüne alınarak dosyanın yeniden konusunda uzman bir bilirkişiye tevdii ile, tarafların iddia ve savunmaları ile, dosyada mevcut DSİ ve ÇKS kayıtlarına göre davacının kuyu suyu açtığı tarih ve yetiştirdiği ürünler itibariyle, 2013 yılında sulama yapacağı süreler dikkate alınarak, tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar hakkındaki 622 sayılı kararına uygun şekilde düzenlenmiş yeni bir bilirkişi raporu alınarak, hasıl olacak sonuca göre bir hüküm kurmak olmalıdır...." gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyulmuş , elektrik mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda, davacının 28 günlük hesaplama sonucu abonesiz & sayaçsız kaçak elektrik kullanımından dolayı 8.577.15.- TL ödemesi gerektiği belirtildiğinden, 30.429.51.- TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir .
6100 sayılı HMK"nun 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur.
Aynı kanunun 281. maddesinde ise, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkemenin, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Taraflar, hükme esas alınan bilirkişi raporuna gerekçelerini de göstermek suretiyle itiraz etmiş, ancak mahkemece, itirazlar karşılanmadan hüküm tesis edilmiştir. Çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda, bilirkişi raporuna karşı itirazları değerlendirmek de uzman bilirkişilerin görevidir.
Bu itibarla, mahkemece; öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında üç kişilik elektrik mühendisi ve ziraat mühendisinden oluşan uzman bilirkişi heyetine verilmesi, uzman bilirkişilerden itirazları karşılayacak şekilde davacının davalı kurumdan isteyebileceği bedelin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre bir hesaplanması, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; yetersiz, itiraza uğrayan bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.