Esas No: 2021/11197
Karar No: 2022/4038
Karar Tarihi: 07.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11197 Esas 2022/4038 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Trafik kazası sonucu yaralanan davacı, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu %7 oranında malul kaldığı gerekçesiyle tazminat talep etti. İlk olarak Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından kısmen kabul edilen davanın İtiraz Hakem Heyeti tarafından kabul edilmesi sonucunda davacı lehine 73.788,07 TL sürekli işgücü kaybı tazminatı verildi ancak davalı vekili karara itiraz etti. Yapılan temyiz incelemesinde, mahkeme kararının doğru şekilde belirlenen maluliyet oranına göre revize edilmesi gerektiği ve maluliyet oranının doğru yönetmelik'e göre rapor alınarak belirlenmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, vekalet ücreti tutarının da tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği belirtildi. Kararda, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13. maddesi ve AAÜT'nin 17/2. maddesi de detaylı bir şekilde açıklandı.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından davanın kısmen kabulüne ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından davacı vekilinin itirazının kabulü ile davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından süresi içinde temyizi istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
K A R A R
Davacı vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu aracın yaya konumundaki davacıya çarpmasıyla oluşan kaza sonucunda davacının yaralanıp alınan rapora göre % 7 oranında malul kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL. sürekli işgücücü kaybı tazminatının kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 17/07/2019 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 73.788,07 TL'ye yükseltilmiştir.
Davalı vekili; alacağın zamanaşımına uğradığını, kusur ve maluliyete itiraz ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; davanın kısmen kabulü ile 59.030,45 TL. sürekli işgücü kaybı tazminatının 20/09/2018 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine dair verilen karara, davacı vekili ve davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davalı vekilinin itirazının reddine, davacı vekilinin itirazının kabulü ile UHH kararının kaldırılmasına; davanın kabulüne ve 73.788,07 TL. sürekli işgücü kaybı tazminatının 20/09/2018 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine; özellikle, konusunda uzman bilirkişi tarafından oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen rapordaki kusur tespitinin benimsenmesinin yerinde görülmesine; davacı bakımından müterafik kusur indirimini gerektiren neden bulunmadığına ilişkin kabulde bir usulsüzlük görülmemesine; davalının UHH kararına karşı yaptığı itiraza konu etmediği yönlere (tazminat hesap biçimi) ilişkin temyiz itirazlarının incelenemeyecek olmasına göre, davalı vekilinin diğer bütün temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, aldıkları raporla maluliyet oranının % 7 olarak tespit edildiğini ve % 7 maluliyet oranı üzerinden hesap yapılarak tazminatın belirlenmesi gerektiğini açıkça belirterek dava açmış; maluliyet oranı bakımından fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığı gibi, anılan maluliyet oranını açıkça kabul edip talebini sınırlamıştır. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, kendi aldığı raporda belirlenen % 16,2 maluliyet oranı üzerinden hesaplamanın yapıldığı 11/07/2019 tarihli aktüer raporunu karara esas alarak tazminatı belirlemiştir. Belirtilen şekilde karar verilmesi, 6100 sayılı HMK'nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık kuralına aykırı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle; davacı tarafın maluliyet oranı hususunda kendisini sınırladığı ve 6100 sayılı HMK'nın 26/1. maddesi gereği hakimin (hakemin) taleple bağlı olduğu gözetilerek, davacıda oluşan maluliyet oranının tespiti için doğru yönetmelik'e göre rapor alınması; alınan raporda maluliyet oranı % 7 ya da altında çıktığı takdirde, karar sadece davalı tarafça temyiz edildiği için davalı taraf yararına oluşan usuli kazanılmış haklar gereği yeniden hesaplama yapılmasının gerekli olmadığı dikkate alınıp, 11/07/2019 tarihli aktüer raporunun doğru biçimde belirlenen maluliyet oranına göre revize edilmesiyle belirlenecek tazminata karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle ve davacı talebi (maluliyet oranı bakımından) aşılarak karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de; davaya konu kaza tarihi itibariyle davacının maluliyet oranının belirlenmesi bakımından, 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre maluliyetin tespiti gerektiği gözden kaçırılarak, 11/10/2008 tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik'ine göre maluliyet belirleyen 27/05/2019 tarihli raporun karara esas alınması doğru olmamıştır.
Ayrıca, davacının olaydan hemen sonra düzenlenen tıbbi belgelerinde, çekilen BT ve grafi sonuçlarına göre akut patoloji düşünülmediği, ağrıların devam etmesi halinde başvuru yapması önerilerek taburcu edildiği bilgisine yer verildiği; kazadan yaklaşık 4 ay sonra (23/11/2015'te) davacı için maluliyet tayinine esas alınan L4-5 disk yırtılmalarının tespit edildiği görülmektedir. Maluliyet tayinine esas alınan disk yırtılmalarının, davaya konu kazada gerçekleşip gerçekleşmediği de (maluliyet ile kaza arasında illiyet bulunup bulunmadığı) irdelenerek, davacının maluliyet oranını kaza tarihinde yürürlükte olan 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine belirleyen rapor alınması gerektiğinin gözetilmeyişi de doğru değildir.
3-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla (nispi tam) vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; dosyanın, hakem kararının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 07/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.