7. Ceza Dairesi 2019/2435 E. , 2021/8558 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, erteleme, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1) İhbar üzerine sanığın sevk ve idaresindeki araçta usulüne uygun olarak yapılan aramada, üzerinde "... Fabrikası, ... Fabrikası ve ... Fabrikaları" ibareleri bulunan 57 çuval içerisinde toplam 2.850 kg toz şekerin ele geçirildiği olayda; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün 30/01/2014 tarihli analiz raporuna göre suça konu şekerin Türk Gıda Kodeksi Şeker Tebliği ve Mikrobiyolojik Kriterler Yönetmeliğine uygun olduğu, bu nedenle güvenilir gıda kapsamında değerlendirilip ticarete konu edilebileceğinin tespit edilmesi ve sanığın yargılama aşamasında fatura ibraz etmesi karşısında, suça konu şekerlerin ... Fabrikası, ... Fabrikası ve ... Fabrikalarına ait olup olmadığı tespit edilerek, ele geçen şeker çuvallarının boyut, baskı dikiş ipliği malzemesi ve dikiş kalitesi bakımından orjinal olup olmadıklarının, şekerin neden elde edildiğinin uzman bilirkişi tarafından incelenerek, Türkiye"de üretilip üretilmediği ile yerli olup olmadığı yönünde ... Kurumu"ndan rapor alınarak şekerin menşeinin kesin olarak belirlenmesi ve gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi açısından fatura ve sevk irsaliyesini düzenleyen İnciroğlu Züccaciye yetkilisinin dinlenerek suça konu şekeri sattığını kabul etmesi halinde anılan firmanın defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılması temin edilecek tüm belgeler ve dava konusu şeker ile birlikte konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilip miktar, cins ve sair özellikleri itibariyle ayniyet tespiti yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, şekerlerin menşei konusunda yeterince tespit yapılmadan ve zincirleme fatura araştırması tamamlanmadan yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi,
2) Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler
içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen Geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
3) 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesinde yapılan değişiklik öncesi anılan maddede öngörülen hapis cezası üst haddinin 2 yıl olduğu gözetilerek;
Anayasa Mahkemesi"nin 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile yeniden düzenlenen ve 5271 sayılı CMK’nun 251/1. maddesinde hüküm altına alınan basit yargılama usulüne ilişkin aynı Yasanın geçici 5/1-d bendinde yer alan “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresinin Anayasa"ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmesi, aynı şekilde 16.03.2021 tarihli, 31425 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 14.01.2021 tarih ve 2020/81 E., 2021/4 K. sayılı kararı ile yargılama aşamasında olup, henüz kesinleşmiş hükümle sonuçlanmamış dosyalar yönünden, ceza miktarı üzerinde fail lehine etki doğuracağı, bu nedenle belirli bir tarih itibariyle hükme bağlanmış olan dosyalarda basit yargılama usulünün uygulanmamasının Anayasa"nın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle 7188 sayılı Yasanın 31. maddesiyle eklenen Geçici 5. maddenin (d) bendinde yer alan "...hükme bağlanmış..." ibaresinin iptal edildiği de dikkate alınmak suretiyle, TCK"nun 7. ve CMK’nun 251. maddeleri uyarınca sanığın eyleminin “basit yargılama usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4) Sanık hakkındaki hükmün adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin bendinde taksit aralığı belirtilmeyerek TCK"nun 52/4. maddesine aykırı davranılması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.