Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4865
Karar No: 2021/9933
Karar Tarihi: 12.10.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/4865 Esas 2021/9933 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/4865 E.  ,  2021/9933 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda davanın reddine dair verilen kararın; süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz, davalı vekili tarafından katılma yoluyla temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; davalı şirket tarafından 2003 yılında yapılan ilaç satışları nedeniyle kurumun 512.749,30 TL zarara uğratıldığını, davalıya 512.749,30 TL tutarında yapılan yersiz ödemenin tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötüniyetli itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamını, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
    Davalı; davacı kurum ile aralarında geçmişe dayanan ilaç alım-satım ilişkisinin bulunduğunu, 2003 yılında ise pazarlık usulüyle ilaç satışı yapıldığını ve fatura bedellerinin ihtirazı kayıt ileri sürülmeden ödendiğini, fatura içeriğinin davacı tarafça kabul edildiğini, açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davalının takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptaline, takibin 17.347,44 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine dair verilen karar, davacının temyizi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 04/06/2012 tarihli ve 2012/11592 E. 2012/14405 K. sayılı kararıyla;
    “...06.02.2002 tarih ve 2002/4331 karar sayılı bakanlar kurulu kararında ilaç imalatçılarının yıllık karı firmanın yıllık satış gelirinin % 15" ini, münferit ilaçlar için ise ilacın yıllık satış tutarının % 20"sini geçemeyeceği, depocu satış fiyatı imalatçı satış fiyatına azami % 9, perakende satış fiyatı da depocu satış fiyatına azami % 25 ilave edilerek bulunacağı, bu oranların azami olduğu, sağlık bakanlığının daha düşük oranlar belirleyebileceği şeklinde düzenlemeye gidildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davalı şirket tarafından davacı kuruma doğrudan ve dolaylı olarak sözleşmeli eczaneler ile ecza depoları tarafından satışı yapılan tüm ilaç bedelleri yönünde ilgili bakanlar kurulu kararında izin verilen karlılık oranlarının aşılıp aşılmadığının tespit edilmesi gerekir. Bu durumda mahkemece yeniden bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle davalı şirket tarafından davacı kuruma sözleşmeli eczaneler ve ecza depoları yoluyla yapılan satışlara ilişkin olarak, ilgili bakanlar kurulu kararında belirtildiği şekilde Sağlık
    Bakanlığınca daha düşük karlılık oranları belirlenmediğinin tespiti halinde bakanlar kurulu kararında belirtilen oranlar gözetilerek yapılacak hesaplama sonucuna göre karar verilmesi gerekir iken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır...” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozmaya uyan mahkemece; 16/03/2020 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davalı şirket tarafından 2003 yılında davacı kuruma yapılan ilaç satışları nedeniyle kurumun zararının 52.275 TL olduğu, bu sebeple davaya konu takibin 52.275 TL asıl alacak üzerinden devamının gerektiği, takip tarihine kadar işleyecek faiz tutarının ise 1.040 TL olduğu gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz, davalı vekili tarafından katılma yoluyla temyiz edilmiştir.
    1) Bilindiği üzere, mahkemece verilen kısa karar (hüküm sonucu), bir davayı esastan çözümleyen ve uyuşmazlığı sona erdiren nihai kararlardandır. Bu kararla, mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Bu aşamada yapılması zorunlu iş; gerekçeli kararı (hükmü), kısa karar doğrultusunda ve yasal gerekçeleriyle birlikte hakimin yazmasından ibarettir. Eş söyleyişle, kararın asli unsurlarından olan gerekçenin de hüküm fıkrasına uygun biçimde kararda yer alması gerekir. Esasen, hükmün tefhim edilen kısa karara uygun yazılması ve gerekçe taşıması, kamu düzeni ile doğrudan ilgili temel kurallardan olup, bu kurala kanun koyucu HMK’nın 297. maddesiyle varlık kazandırmıştır.
    Yine Anayasamızın “Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması” başlıklı 141. maddesinin üçüncü fıkrasında; “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” hükmüne yer verilmiştir.
    Buna göre, gerekçe, hükümle çelişik olamaz. Aksinin kabulü, mahkemelere güveni sarsacağı gibi Anayasa ve kanunlarda yer alan açık kurallara aykırılık oluşturur.
    Somut olayda; hükmün gerekçesinde, davalı şirket tarafından 2003 yılında davacı kuruma yapılan ilaç satışları nedeniyle kurumun zararının 52.275 TL olduğu, bu sebeple davaya konu takibin 52.275 TL asıl alacak üzerinden devamının gerektiği, takip tarihine kadar işleyecek faiz tutarının ise 1.040 TL olduğu belirtilmesine rağmen; kısa kararda “davanın reddine” denilmek suretiyle hüküm ile gerekçe arasında çelişki yaratılmıştır.
    Bu itibarla, gerekçe ile hükmün çelişkili olması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    2) Bozma nedenine göre, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince hükmün tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi