Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/4744
Karar No: 2014/488

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/4744 Esas 2014/488 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/4744 E.  ,  2014/488 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Marmaris 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 10/07/2012
    NUMARASI : 2012/37-2012/325

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi muteriz davacılar N.. Ş.. mirasçıları ve arkadaşları vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Marmaris Asliye Hukuk Mahkemesinin 1990/152 Esasına kayıtlı dosyada; davacı N.. Y.. tarafından, davalı sıfatıyla Hazine, Orman Yönetimi ve H.. K..Tüzel Kişiliği husumet yöneltilerek, 11.04.1990 havale tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği 300 m² taşınmazın, tapuda kayıtlı olmadığı, 15.02.1987 tarihinde Köy Tüzel Kişiliğinden ihale ile satın alındığından eklemeli kazandırıcı zamanaşımı zilyedliğinin yararına oluştuğu iddiasıyla tapuya tescilini istemiştir.
    Şerif Efendi mirasçıları mahdumları M..Ş.., M. K.. Ö.., M. C.. O.., N... Ş..mirasçıları ve mirasçılarından H..., Ö..O.., M. F.. Ş.. mirasçıları tereke m.. Ş..Üye tarafından, davalı Hazine, Orman Yönetimi ve Köy Tüzel Kişiliği ile N.. Y.. taraf gösterilerek, davaya konu taşınmazın Temmuz 1969 gün ve 63, 64 ve Şubat 1962 tarih 4 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, tapu kayıtları kapsamında kalan taşınmazların icareteynli vakıf arazisi olup taviz bedellerinin ödendiğinden mutasarrıfların hakkının mülkiyete dönüştüğü iddiasıyla, tescil davasının reddine ve davacının elatmasının önlenmesine karar verilmesi istemi ile 1990/429 Esas sayılı davayı açmışlar, her iki dava birleştirilerek yargılamaya devam olunmuştur.
    Yargılama sırasında, G.. Turizm Yatırımları ve İşletmeleri Anonim Şirketi, muteriz davacıların dayandığı tapu kayıtlarında paydaş olduğu iddiasıyla 29.01.1996 tarih 1 sıra nolu tapu kaydına dayanarak, tescil davasının reddi istemi ile davaya katılmıştır.
    Mahkemece, yörede yapılan genel arazi kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmaz hakkında 149 ada 11 parsel sayısı ile tesbit tutanağı düzenlendiğinden 3402 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca görevsizlik kararı verilerek dosya, kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Bu davanın yargılaması sırasında davacı N.. Y.. tarafından açılan tescil davasına konu taşınmaza ilişkin olarak tesbit tutanağı düzenlenmediğinden eldeki dosya ile 149 ada 11 sayılı parselin dava dosyaları tefrik edilerek, temyize konu dava, görevsizlik kararı verilmek suretiyle asliye 1. hukuk mahkemesine gönderilmiş, bu mahkemenin karşı görevsizlik kararı vermesi nedeniyle, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 02.12.2011 gün ve 2011/11940-11601 sayılı kararı ile asliye 1. hukuk mahkemesi yargı yeri olarak belirlenmiştir.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmazın taşlık ve kayalık nitelikte olduğu, tarım arazisi vasfında bulunmadığı, sınırındaki orman arazisinin devamı özelliğinde bulunduğu, orman içi açıklık niteliğinde bulunduğundan zilyedlikle kazanılamayacağı gerekçesiyle davaların reddine karar verilmiş, hüküm muteriz davacılar N.. Ş.. mirasçıları ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesine göre tapusuz taşınmazın tapu siciline tesciline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ve 1988 ilâ 1990 yılları arasında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu, 2896 ve 3302 sayılı Kanunlar ile değişik 2/B madde uygulaması vardır.
    Bir kısım davacılar vekili, Avukat S.. U.. Ö.. tarafından dosyaya eklenmek üzere sunulan belgeler arasında yer alan, Muğla Sulh Hukuk Mahkemesinin 19/4/2012 gün ve 2012/82-344 sayılı veraset ilâmından, aynı mahkemece 20.10.2010 gün 2010/1028-926 sayılı veraset ilâmının iptal edildiği, davacılardan N.. Ş.."nin, 14.10.2010 tarihinde öldüğü, çocuğu B.. M.. ve H.. Ü.."ın mirastan ıskat edilmesi nedeniyle mirasçı olarak geride eşi Hakkı kızı 1941 doğumlu S.. Ş.. ile Haluk oğlu 1979 doğumlu S..M.., Haluk kızı 1983 doğumlu Y.. S.., Hikmet oğlu 1995 doğumlu T.. Ü..ve Hikmet oğlu 1997 doğumlu T.. E.. Ü.."ın kaldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, N.. Ş.."nin adı geçen mirasçıları davadan ve duruşma gününden haberdar edilmeden tahkikat sona erdirilerek karar verilmiştir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.11.2011 gün ve 2011/11-554 -2011/684 sayılı kararında da değinildiği gibi, N.. Ş.."nin öldüğü tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı H.U.M.K.’nun 73. maddesinde Kanunun gösterdiği istisnalar dışında, hâkimin, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremeyeceği öngörülmüştür. Buna göre, mahkemece; davacı N.. Ş.."nin ölümüyle mirasçıları davadan ve duruşma gününden haberdar edilip, kanunî şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün değildir. Aksi halde, iddia ve savunma hakkı kısıtlanmış sayılır.
    Öte yandan; H.M.K."nun 114/1-d hükmü uyarınca, yargılama süresince tarafların, dava açma ehliyetine sahip bulunmaları dava şartıdır. Ölümle, taraf ve dava ehliyeti sona ermektedir. 1086 sayılı H.U.M.K."nun 41. maddesi ve 6100 sayılı H.M.K."nın 55. maddesi gereğince, taraflardan birinin ölümü halinde diğer tarafın istemiyle, hâkim, davanın takibi için bir kayyım tayin edebilir. Taraf teşkili, dava şartı olup; davanın her aşamasında mahkemece re"sen nazara alınması gereken bir olgudur ve temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın mahkemece re"sen gözetilmesi gereklidir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 27. maddesinde yer bulan “Hukukî Dinlenilme Hakkı” gereğince, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukukî dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını; mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen “Adil yargılanma hakkı”nın en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
    Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Hukukî dinlenilme hakkı, sadece belli bir yargılama için ya da yargılamanın belli bir aşaması için geçerli olan bir ilke olmayıp, tüm yargılamalar için ve yargılamanın her aşamasında uyulması gereken bir ilkedir. Bu çerçevede, gerek çekişmeli ve çekişmesiz yargı işlerinde, gerekse bu yargılamalarla bağlantılı geçici hukukî korumalarda, icra takiplerinde, tahkim yargılamasında, hatta hukukî uyuşmazlıklarla ilgili yargılama dışında ortaya çıkan çözüm yollarında, her bir yargılama, çözüm yolu ve uyuşmazlığın niteliğiyle bağlantılı şekilde hukukî dinlenilme hakkına uygun davranılmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilerek, davacılardan N.. Ş.."nin öldüğünün, adı geçenin tüm mirasçılarına yöntemince tebliğe edilerek, dava hakkında bilgilendirilmeleri ve davacı sıfatıyla davayı takip edebilmelerine olanak tanınması, davacı mirasçıları arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, tamamının davaya ilişkin muvafakatlarının saptanması veya tamamının kendilerini davada temsillerinin sağlanması yahut terekeye temsilci atanması suretiyle taraf teşkilinin sağlanması gerekirken, bu hususa riayet edilmeksizin yargılamaya devam edilip, tahkikat sona erdirilerek, esas hakkında karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; müteriz davacılar A.. O.. ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, alınan temyiz harcının yatıranlara iadesine, bozma nedenine göre Yargıtayda yapılan duruşma nedeniyle taraflar yararına ve aleyhine avukatlık ücretine hükmedilmesine yer olmadığına 14/01/2014 günü oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi