16. Hukuk Dairesi 2016/16910 E. , 2020/773 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi Değirmenlik Köyü çalışma alanında bulunan 117 ada 2 parsel sayılı 350,06 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ve ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka dayanarak, davalı ... adına tespit edilen payın yarısı hakkında tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, çekişmeli 117 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tespit edilen hissesinin yarısının kendisine ait olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir. Davalı ise, davacıya ait hisseyi 02.05.2007 tarihli harici senetle satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Davacı, okuma yazma bilmediğini iddia ederek imzaya itirazda bulunmuş, ancak mahkemece, "davacının yargılama sırasında mahkemeye sunduğu dilekçeleri ve duruşma zabıtlarını kendisinin imzaladığı bu nedenle davacının imza atmayı bilmediğine yönelik savunmasına itibar edilemeyeceği ve bu savunmanın TMK’nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olduğu" kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli değildir. Davacı imza atmayı bilse dahi davalının dayandığı 02.05.2007 tarihli senette bulunan imzaya yönelik imza inkarında bulunulduğundan imza incelemesi yaptırılmak suretiyle senetteki imzanın davacıya ait olup olmadığının saptanması gerektiği halde bu gereğe riayet edilmemiş, davanın taşınmazın aynına ilişkin olması nedeniyle tanıkların taşınmaz başında dinlenilmeleri gerekirken usule aykırı şekilde duruşmada beyanlarına başvurulmuştur. Ayrıca davacının dava konusu taşınmazdaki hakkını davalıya devredip devretmediği hususunda yapılan araştırma da yetersizdir. Bu şekilde eksik ve usule aykırı araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması hukuken mümkün değildir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, çekişmeli taşınmazı iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız mahalli bilirkişiler senet tanıkları ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımı ile mahallinde yeniden keşif yapılmalı ve tanık ve mahalli bilirkişilerin tamamı keşif yerinde dinlenilmek suretiyle kendilerinden çekişmeli taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, davacının taksimen kendisine kalan hissesini davalıya devredip devretmediği, devretmiş ise hangi tarihte devrettiği, taşınmazın tespit öncesinde hangi tarihten beri, kimin zilyetliğinde bulunduğu ve zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğü hususları detaylı olarak sorulup tereddüte mahal vermeyecek şekilde saptanmalı, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı, davalının dayandığı 02.05.2007 tarihli senetteki imzanın davacıya ait olup olmadığı hususunda usulüne uygun şekilde imza incelemesi yaptırılmalı, söz konusu senet kadastro tespit tarihinden sonra düzenlenmiş olduğundan taşınmazın kadastro tespit tarihinden önce davacı tarafından davalıya satılıp satılmadığı araştırılmalı ve bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece belirtilen hususlar yerine getirilmeden hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.03.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.