21. Hukuk Dairesi 2013/17134 E. , 2014/9229 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aksaray İş Mahkemesi
TARİHİ : 02/05/2013
NUMARASI : 2011/57-2013/193
Davacı, yetim aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının aldığı ölüm aylıklarının, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca kesilmesine ve 01/10/2008"den itibaren yersiz ödeme olarak kabul edilen aylıkların davacıdan faizi ile tahsiline ilişkin kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56"ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96"ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi"ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 02/03/2001 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden boşandığı, yaptığı başvuru sonucunda davalı kurum tarafından davacıya 1995 yılında ölen babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmış, davalı Kurum tarafından davacının komşusu N.. C.. adı ile verilen ihbar dilekçesi üzerine başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 28/01/2011 tarihli kontrol memuru raporunda, davacı ve boşandığı eşinin kayıtlı yerleşim yerlerinin aynı olduğu anlaşılmış, aynı apartmanda ikamet eden D.. D.. beyanında, 2 yıldır bu apartmanda oturduğunu, bu apartmanda oturduğu tarihten beri davacı ve eşinin de aynı dairede birlikte yaşadıklarını, boşanıp boşanmadıklarını bilmediğini bildirmiş; apartman sakini S.. E.. da, 4 yıldır bu adreste yaşadığını, taşındığından bu yana davacı ve eşinin bu apartmanda birlikte yaşadıklarını beyan etmiş, çevre araştırmasında da davacı ve boşandığı eşinin aynı adreste yaşadıkları tespit edilmiştir. Adres hareketleri incelendiğinde, davacı ve eski eşinin 2001 yılında boşanmalarına rağmen, 14/12/2006-21/03/2011 yılları arasında aynı adreste kayıtlı göründükleri anlaşılmış; Z.Bankası"ndan gelen 20/01/2012 tarihli cevabi yazıya göre; davacının 2002 yılından, boşandığı eşinin ise 2003 yılından beri bankaları nezdinde hesapları olduğu, her ikisinin de iletişim adresi olarak H.mah.... Sk. No.. A. adresini bildirdikleri belirtilmiştir. Mahkeme huzurunda dinlenen tanıklar D.. D.. ve S.. E.., haklı nedene dayanmaksızın kontrol memuruna verdikleri beyanları değiştirerek, davacı ve boşandığı eşinin aynı apartmanda ancak farklı dairelerde yaşadıklarını bildirmişler; Mahalle muhtarı ve azalar ile davacı tanığı Melek"in de benzer şekilde beyanda bulundukları anlaşılmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, kontrol memuruna davacı ve boşandığı eşinin aynı adreste fiilen birlikte yaşadıklarını beyan eden komşuları D.. D.. ve S.. E.."nun, yargılama sırasında haklı nedene dayanmaksızın değiştirdikleri beyanlarına itibar edilemeyeceği hususu ile mahkeme huzurunda dinlenen tanıkların tamamının davacı ve boşandığı eşinin aynı apartmanda farklı dairelerde oturduklarına ilişkin beyanlarının hayatın olağan akışına uygun bulunmaması, davacı ve boşandığı eşinin 2001 yılında boşanmalarına rağmen 14/12/2006 TÜİK sayımında 21/03/2011 tarihine kadar aynı adreste kayıtlı görünmeleri, kontrol memuru raporu düzenlendikten sonra davacının adresini aynı apartmanda başka bir daireye nakletmesi, bankadan gelen cevabi yazıda davacı ve boşandığı eşinin bankaya iletişim adresi olarak aynı adresi bildirdiklerinin anlaşılması hususları birlikte göz önüne alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.