3. Hukuk Dairesi 2016/11113 E. , 2017/18159 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; paydaşı olduğu ... ili, ... Mah. 5248 ada, 23 parsel nolu taşınmazla ilgili açılan "Ortaklığın giderilmesi" davasının sonuçlandığını, satışın hissedarlardan ..." e yapıldığını, ve bedelin hisseleri oranında paydaşlara dağıtıldığını, ancak taşınmaz üzerinde muhtesat olduğunun bilirkişi marifetiyle belirlenmiş olmasına rağmen, sahibi olduğu muhtesatın davalı uhdesinde kaldığını, bu bedelin tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile, alacağın %20’sinden az olmamak üzeri icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı; dava konusu muhtesatın davacıya ait olduğunu kabul ettiğini ancak, muhtesatla birlikte belirlenen ihale bedelinin tamamını ödediğini, ayrıca davacı ve kendisi dışında da hissedarlar olduğunu ve muhtesat bedelinin onlara da hisseleri oranında dağıtıldığından davacının talep miktarı kadar alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; taraflar arasında dava konusu muhtesatın davacıya ait olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, taşınmazı ihaleyle alan davalının, ödediği bedel içerisinde muhtesat bedelinin de bulunduğu, ancak davalının aynı zamanda hissedar olduğu, bu nedenle paraların ortaklar arasında paylaştırılması sırasında muhdesat bedeli olarak aldığı miktarı masrafların mahsubundan sonra davacıya iade etmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 6.766,56 TL asıl alacak yönünden itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, hüküm altına alınan 6.766,56 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dava, davaya konu taşınmaza, davacı tarafından yapıldığı iddia olunan faydalı ve zorunlu masrafların (bina) sebepsiz zenginleşme kurallarına göre, davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davalı icra inkar tazminatına yönelik olarak temyiz itirazında bulunmuştur.
İcra ve İflas Kanunu"nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; ortak taşınmaza yapılan faydalı masrafların (bina), ortaklığın satış yolu ile giderilmesi kararı uyarınca taşınmazın satılması nedenine dayalı alacak istemine ilişkindir.
Bu itibarla; alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile, temyiz olunan kararın gerekçe kısmındaki "...ve itirazında haksız çıkan davalıdan icra inkar tazminatının tahsiline karar vermek gerekmiş" ibaresinin ve hükmün 2. fıkrasında yer alan "Karar altına alınan 6.766,56 TL" nin % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine," ifadelerinin hükümden tamamen çıkarılması, bunun yerine hükmün 2. fıkrasına "Yasal şartlar oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.