4. Hukuk Dairesi 2018/1824 E. , 2020/1410 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Asıl ve birleşen davada davacı ... vekili Avukat ... tarafından, asıl davada davalı ... ve ... aleyhine 08/07/2013 gününde, birleşen davada davalı ... aleyhine 22/02/2013 gününde verilen dilekçeler ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davada davalılardan ... aleyhine açılan davanın usulden reddine, davalılardan ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen 16/06/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalılardan ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalılardan ...’ün aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalılardan ...’ün diğer temyiz itirazlarına gelince:
Asıl ve birleşen dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davada davalılardan ... aleyhine açılan davanın usulden reddine, davalılardan ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl davada davacı, tali nizamiye nöbet kulübesinin yenilenmesi amacı ile Hv. İs Bçvş ... tarafından görevlendirilen Hv. İs. Bşvş ... nezaretinde Er ... ve müteveffa ... yıkım çalışması yapmakta iken ..."ün balyozla nöbet kulübesinin beton ayağını kırması sonucu nöbet kulübesinin yıkılarak Bahattin Ablak"ın ölümüne sebep olduğunu, ... ve ...’nın Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Mahkemesince hapis cezasına çarptırıldığını, olay nedeni ile ... aleyhine açılan tazminat davası sonucunda Askeri Yüksek İdare Mahkemesince müteveffanın yakınlarına tazminat ödenmesine karar verildiğini, icra dosyasına ödeme yapıldığını belirterek ödenen bedelin davalılardan rücuen tahsilini istemiştir.
Birleşen davada davacı, ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/31 esas sayılı dosyasında alınan 12/05/2012 tarihli bilirkişi raporunda dava dışı ..."ın 2/8
oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bilirkişi raporuna yapılan itirazlarının reddedildiğini, söz konusu bilirkişi raporunun kesinleştiğini belirterek ödenen bedelin rücuen tahsilini istemiştir.
Davalılardan ..., askerliğini yaparken bu kazanın meydana geldiğini, binanın yapılışının da hatalı olduğunu, kusuru olmadığını, istenilen tazminatı ödeyecek durumunun da olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, asıl davada davalılardan ... hakkında aynı konu hakkında açılmış ve kesinleşmiş olan ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/702 esas 2012/332 karar sayılı kararı bulunduğundan kesin hüküm nedeniyle davanın usulden reddine, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davalılardan ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, askerlik hizmeti dolayısıyla verilen zarar nedeni ile müteselsil sorumlu devletin ödediği tutarın, öteki sorumluya rücuuna ilişkindir.
Rücunun amacı, birlikte sorumlular arasında hakkaniyete göre denge kurmaktır. Borçlar Kanunu’nun 50. maddesi, hakimin takdirini temel almıştır. Anılan madde buyruğuna göre, ilgililerin birbirlerine karşı rücu hakları olup olmadığını ve varsa kapsamını hakim takdir edecektir. Bu madde, her ne kadar birden çok kimselerin ortak kusurlarıyla zarar oluşturmalarını düzenlemiş ise de onu izleyen 51. maddedeki birden çok kişilerin değişik hukuksal nedenlerden sorumluluğunda da belirtilen kural geçerlidir. Öyleyse, çok tipli teselsülde de hakim, rücu kapsamını takdir durumundadır.
Kusur, kapsam belirlemede etkin ise de hakkaniyet de onunla birlikte değerlendirilmesi gereken önemli öğelerdendir. Davalı, Anayasa’nın 72. maddesi gereği, hakkı olan askerlik görevi sırasında kusuru ile zarara yol açmıştır. Hizmetin karşılığında ücret almaması ve bu hizmetin anayasal bir görev niteliğinde olması nedeniyle, tazminatın tamamından sorumlu tutulması, hakkaniyet öğesinin kapsam belirlemede dikkate alınmamış olunması sonucunu doğurur.
Davaya konu zararın davalılardan ...’ün zorunlu askerlik görevi sırasında gerçekleştiği ve konusunda uzman ve görevli olmadığı halde işin yaptırılmış olması da dikkate alınıp anılan öğe değerlendirmeye katılarak belirlenen tazminattan davalı lehine önemli miktarda indirim yapılması gereklidir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) no’lu bentte gösterilen nedenlerle davalılardan ... yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalılardan ...’ün diğer temyiz itirazlarının (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve davalı ..."ten peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 01/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.