3. Hukuk Dairesi 2017/7035 E. , 2017/18222 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, uzun yıllardan beri davalı tarafın kiracısı olduğunu, dava konusu taşınmazın davacı ile yapılan sözlü ve yazılı akitlerle 08/01/2012 tarihine kadar davacıya aylık 3.000 Euro"ya kiraya verildiğini, sözleşme süresinin sona ermesiyle davalının ihtarname ile taşınmazın kira bedelinin ilk yıl için aylık 18.000 TL olarak ödenmesinin talep ve ihtar edildiğini, ancak ... ilinde yaşanan doğal felaket nedeni ile şehir nüfusunun 3/4"lük kısmının şehir dışına çıktığını, davacının bu dönemde zarar ettiğini ve nerdeyse bazı günler satış bile yapmadığını, deprem nedeniyle taşınmazda hasar meydana geldiğini, bu nedenle davacının mağduriyetinin daha da arttığını, bu dönem içinde tüm yakın iş yerlerinde kira bedelinin düşürüldüğünü belirterek 09/01/2012 tarihinden itibaren kiralananın aylık kira bedelinin 4.000 TL olarak tespitine karar verilmesini istemiştir.
Asıl davanın davalısı-birleşen davanın davacısı olan kiralayan, davaya cevabında ve birleşen dava dilekçesinde; davacının sözleşme ile belirlenen kira bedelinin yasal çerçeveler içinde artırılması gerektiğini beyan ve kabul ettiğini, dava konusu taşınmazın halen değerini koruduğunu, ... ilinde meydana gelen depremin insanları evinden ve canından ettiği, büyük zarar ve ziyanlara neden olduğunun açık bir gerçek olduğunu, ancak bahar ayları ile birlikte insanların şehre geri döndüğü, ticari hayatın kaldığı yerden devam ettiğinin aşikar olduğunu, endeksin altında kira bedeli tespit edilemeyeceğini, belirterek davanın reddini dilemiş ve aradan geçen zamanda kira bedelinin çok düşük kaldığını, belirterek 3.000 € olan aylık net kira bedelinin 18.000 TL net, 22.500 TL brüt olarak tespitini istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile 08/01/2012-07/01/2013 kira dönemine ilişkin olarak kiralanın kira bedelinin brüt 7.758 TL olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Davalı-birleşen dosya davacı vekili, 03.06.2016 tarihli dilekçesi ile kira bedelinin tespitine ilişkin birleşen davadan feragat ettiğini bildirmiştir. Ayrıca asıl dava yönünden, vekalet ücretine hasren kararı temyiz etmiştir.
1- Birleşen dosyaya ilişkin temyiz incelemesinde; Davadan feragat, HMK"nun 307. maddesinde; davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmıştır.
Aynı yasanın 311. maddesinde ise, feragatin kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı açıklanmıştır.
Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebilir. Ancak, hükümden sonra ortaya çıkan ve temyiz incelemesine usulen engel oluşturan feragat hakkında bir karar verme yetkisi ise hükmü veren mahkemeye aittir. Bu nedenle, mahkemece feragat hakkında karar verilmesi için birleşen dosya yönünden davanın bozulması gerekmiştir.
2- Asıl dava yönünden temyiz itirazlarına gelince; Davacı vekili dava dilekçesinde halen aylık 3.000 € olan kira bedelinin aylık 4.000 TL olarak uyarlanmasını istemiştir. Dava değeri yönünden dava dilekçesinde yıllık fark olan 38.400 TL üzerinden harç yatırılmıştır. Dava red edildiğinden davalı yararına dava dilekçesinde belirtilen yıllık 38.400 TL üzerinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, mahkemece birleşen davadan feragat hakkında bir karar verilmek üzere ve asıl davanın da, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.12.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.