Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/6538
Karar No: 2017/18234

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/6538 Esas 2017/18234 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/6538 E.  ,  2017/18234 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 19.12.2017 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davacı vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin daha derinlemesine incelenmesi ve bu konuda bir araştırma yapılması gerektiği heyetçe zorunlu görüldüğünden, Yargıtay Kanununun 24/1 ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 21/3 maddeleri uyarınca görüşmenin 26.12.2017 günü saat 10.00’a bırakılması uygun görüldü.
    Belirli gün ve saatte dosyadaki bütün kâğıtlar okunarak, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; davalı vakfa ait hastanenin kar paylaşımlı olarak işletilmesi amacıyla taraflar arasında 02.03.2011 tarihli 10 yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre davalıya 2.500.000 USD+KDV ödemenin taksitler halinde yapılacağının ve ayrıca aylık 65.000 TL+KDV kira ödemesinin yapılacağının kararlaştırıldığını, kiraya veren davalı vakıf ticari işletmesinin tek taraflı olarak Noter aracılığı ile kira sözleşmesini feshettiğini bildirdiği, ihtarda ileri sürülen hususların gerçeği yansıtmadığını, feshin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle davalıya ödenen 835.682,89 USD"nin dava tarihindeki karşılığı 1.459.018,75 TL ile 76.700 TL Mayıs ayı kira bedelinin dava tarihinden itibaren TCMB"nin kısa vadeli kredilere uyguladığı değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı; davalı ile davacı şirketin arasında imzalanan sözleşmenin 6. maddesi gereğince davacı tarfından ödenmesi gereken bedellerin ödenmediğini ve 1.770.000 USD miktarlı teminat mektubunun davalıya teslim edilmediğini, sözleşmeye göre ödemelerin zamanında yapılmaması ve teminat mektubunun zamanında teslim edilmemesi durumunda, ödenen bedellerin cezai şart olarak iade edilmeyeceği ve sözleşmenin fesh edileceğinin düzenlendiğini, davacıya verilen ek süreye rağmen davacının edimlerini yerine getirmediğinden sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini, davacının tacir olduğundan cezai şartın geçerli olmadığını ve indirilmesini talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; tarafların tacir olması nedeniyle cezai şartın geçerli ve taraflar açısından bağlayıcı olduğu ve davacının temerrüde düşmesi nedeniyle kararlaştırılan cezai şarttan sorumlu olduğu ve ödenen bedellerin istenemeyeceği, ancak sözleşmedeki cezai şartın nedeniyle davacının ekonomik olarak mahfına yol açacağından, ödenen cezai şarttan 768.359,37 TL hakkaniyet indirimi yapılarak bu miktarın dava tarihinden işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davalı vekilinin davacı lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
    Mahkemece, tarafların tacir olması nedeniyle cezai şartın geçerli ve taraflar açısından bağlayıcı olduğu ve davacının temerrüde düşmesi nedeniyle kararlaştırılan cezai şarttan sorumlu olduğu ve ödenen bedellerin istenemeyeceği, ancak sözleşmedeki cezai şart nedeniyle davacının ekonomik olarak mahfına yol açacağından cezai şarttan hakkaniyet indirimi yapılarak hüküm kurulduğuna göre, Borçlar Kanununun 43 ve 44. (6098 sayılı TBK m. 51, 52) maddesi uyarınca mahkemece hakkaniyet indirimi yapılması sebebiyle, haklılığı ortaya çıkan (hakkaniyet indirimi yapılan) taraf aleyhine vekalet ücreti takdir edilmemesi gerekirken, davacı lehine 44.684,37 TL vekalet ücretine takdir edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    Ne var ki yapılan bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK 438/7. maddesi gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının ve davalının sair temyiz itirazlarının reddine, İkinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 4 nolu bendinden “Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 44.684,37 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibaresinin çıkartılarak yerine “yapılan hakkaniyet indirimi nedeniyle davanın kabulüne karar verildiğinden davacının vekalet ücreti talebinin reddine”, İfadelerinin yazılarak hükmün davalı yararına düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı tarafa iadesine, 1.480 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.12.2017 günü oyçokluğuyla karar verildi.
    Sayın Çoğunluğun, vekalet ücretiyle ilgili mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına yönelik görüşüne, aşağıda açıkladığım nedenlerle katılınmamıştır.
    HMK"nun 326.maddesinde; "(1) Kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.
    (2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.
    (3) Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir." hükmüne yer verilmiştir.
    Madde gerekçesinde ise; "...Maddenin ikinci fıkrasında, davanın kısmen kabul kısmen reddi halinde yargılama giderlerinin tarafların haklılık oranlarına göre paylaştırılacağı, hüküm altına alınmıştır. 1086 sayılı Kanunun, bu fıkranın karşılığı olan 417"nci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde, davanın kısmen kabul kısmen reddi durumunda yargılama giderlerinin paylaştırılması hususunda hakime takdir yetkisi tanınmıştır. Yapılan yeni düzenlemede ise, tarafların haklılık oranları dikkate alınarak masarafların paylaştırılması esası benimsenmiştir. Yani bu hüküm gereğince hakim, tarafların haklılık oranları dışında başka bir kritere göre takdir hakkı kullanamayacaktır." denilmektedir.
    Taraf lehine hükmedilen vekalet ücreti yargılama giderleri kapsamındadır. Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda kabul edilen ve hüküm altına alınan miktar üzerinden vekalet ücreti hesaplanır.
    Mahkemenin gerekçesinde, açıklanan cezai şarttan hakkaniyet indirimi yapılarak hüküm kurulduğuna ilişkin beyan, yargılama sonucunda oluşan kabuldeki miktara etkisi bulunmamaktadır. Mahkemenin yapacağı iş, sonuç olarak kabul ve ret ettiği miktarlar üzerinden vekalet ücretini taraflar yararına hesaplamak olmalıdır.
    Açıkladığım nedenlerle, hükmün onanması görüşünde olduğumdan, Sayın Çoğunluğun vekalet ücreti yönünden Düzelterek Onama kararına karşı oyumdur.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi