8. Hukuk Dairesi 2012/10924 E. , 2012/9102 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ve müşterekleri ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 30.03.2011 gün ve 47/47 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili, dava konusu 380 ada 3 ve 397 ada 21 parsel sayılı taşınmazların vekil edenlerinin yakın mirasbırakanı ... ile davalının ortak mirasbırakanı kök muris ..."den intikal ettiğini, müvekillerinin yakın mirasbırakanı ..."in nizalı taşınmazlarda ½ payı olduğu halde, kadastro sırasında taşınmazların tamamanın davalı adına tespit ve tescil edildiğini açıklayarak, uyuşmazlık konusu taşınmazların ½ payının iptali ile ..."in mirasçılık belgesindeki miras payları oranında vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı 20.04.2010 tarihli yargılama oturumunda, dava konusu taşınmazların kendisine babasından kaldığını; ancak, yarısının dava dışı Şefik Seyhan"a ait olduğunu, anılan şahsın kadastro çalışmaları başladığı esnada kendisini arayarak taşınmazları adına (davalı) tespit ettireceğini ancak yarısının onun (...) olacağını söylediğini kendisinin de kabul ettiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ispat edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne; 380 ada 3 ve 397 ada 21 parsel sayılı taşınmazların tapularının iptaline, 1/2 paylarının davalı, 1/2 paylarının ise davacılar adına ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/28 Esas ve 2010/35 Karar sayılı mirasçılık belgesindeki payları oranında tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dava konusu taşınmazların 25.04.2003 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında belgesinden davalı adına tespit edildiği, tespitin itirazsız olarak kesinleşmesiyle 04.10.2003 tarihinde tapu kayıtlarının oluştuğu belirlenmiştir. Keşifte dinlenilen yerel bilirkişiler, taşınmazların öncesinde ..."e ait olduğunu, onun tarafından kullanıldığını, ölümünden sonra ... ve davalı tarafından kullanıldığını, ..."un iki çocuğu bulunduğunu açıklamışlardır. Davalının 20.04.2010 tarihli yargılama oturumundaki beyanı ile keşifte dinlenilen yerel bilirkişilerin beyanları birlikte değerlendirildiğinde: nizalı taşınmazların öncesinde tarafların kök mirasbırakanı ..."e ait olduğu tartışmasızdır. Ne var ki, dosya arasında ..."in mirasçılık belgesi bulunmamaktadır. ..."in noksanın tamamlatılması yoluyla getirtilen nüfus kaydından 01.11.1978 tarihinde, davacıların yakın miras bırakanı ..."in ise 13.06.1999 tarihinde vefat ettiği ve dava dışı başka mirasçıların da bulunduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda, eldeki dava mirasçılar arasında görülen tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Taraflar davada, taksim hukuksal sebebine dayanmamışlardır. Bu şekilde, nizalı taşınmazların tarafların kök mirasbırakanı ..."in terekesine dahil malvarlığı olduğunun ve terekesinin elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi bulunduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, eldeki davanın irdelenmesinde; elbirliği mülkiyet hükümlerinin geçerli olduğu taşınmazlarda mirasçıların birbirleri aleyhine tek başına miras payının iptaline ilişkin dava açmaları mümkün olup oybirliği aranmaz (HGK. 23.10.1996 T. 1996/7-522 Esas ve 1996/713 Karar). Mirasçılardan birinin taşınmazın diğer mirasçılar adına da tapuya tescilini istemesi TMK.nun 640 ve 702. maddelerine göre de mümkün değildir. Davacı, mirasçılar arasında görülen böyle bir davada, sadece kendi payı yönünden iptal ve tescil isteğinde bulunabilir. Mahkemece, nizalı taşınmazların ½ paylarının iptali ile davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Ne var ki, ..."in nüfus kaydı kapsamında, eldeki davadaki taraflar dışında dava dışı başka mirasçılarının da bulunduğu tespit edildiğine göre, davacıların sadece Şeyhmuz Üzen"in terekesindeki miras payları oranında iptal ve tescil isteyebileceklerinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece, taraflardan ..."in mirasçılık belgesi temin edilerek, davacıların miras payı oranlarında iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Davalının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici madde 3’ün yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 1.602,90 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 12.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.