10. Hukuk Dairesi 2016/13827 E. , 2016/11463 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 20.04.2004 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle Kurumca belirlenen sürekli iş göremezlik oranına itiraz ile sürekli iş göremezlik derecesinin tespiti ve kısa vadeli sigorta kollarından gelir bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne; davacıya 22.11.2011 tarihi itibari ile gelir bağlanması gerektiğinin tespitine, karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalılar avukatlarının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Bozma sonrasında yapılan yargılama ve çelişkiyi giderir şekilde aldırılan Adli Tıp Genel Kurul raporuna göre mahkemece karar verilmesi isabetli ise de; 01.10.2008 tarihinde yürülüğe giren 5510 sayılı Kanunun “sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanma, hespalanması, başlangıcı ve birden çok iş kazası ve meslek hastalığı hali” başlıklı 19. Maddesinin altıncı fıkrasında, "…b)geçici iş göremezlik tespit edilemeden sürekli iş göremezlik durumuna girmişse, buna ait sağlık kurulu raporu tarihini, takip eden aybaşından itibaren başlar." hükmü mevcuttur.
Davacının Adli Tıp Genel Kurulu raporunda belirtildiği üzere sürekli iş göremezlik derecesinin %12,3 olduğunun ve başlangıcının 22.11.2011 tarihi olduğunun anlaşılmasına göre, 5510 sayılı Kanunun 19. Maddesinin altıncı fıkrası gereğince davacının talebinin kazanın meydana geldiği 2004 yılından itibaren bağlanmasına yönelik olmasına göre rapor tarihini takip eden aybaşından itibaren gelir bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde uzun vadeli sigorta kollarına ilişkin olan maluliyet aylığından bahsedilerek karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
3-Mahkemece, davacının talebinin kazanın meydana geldiği 20.04.2004 tarihinden itibaren gelir bağlanmasına yönelik olmasına rağmen, 22.11.2011 tarihinden itibaren gelir bağlanması gerektiğine karar verilmiş olmakla; bu durumda davacının istemine ve temyiz eden kurum sıfatına göre hükmün kısmi kabul niteliğinde olduğu anlaşılmakla, avukatla temsil edilen davalılar lehine, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan tarife uyarınca red sebebi ortak olmakla, maktu vekâlet ücretine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
4-Ayrıntıları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.03.2006 gün ve ..........Esas, ......... sayılı kararında da belirtildiği üzere davada, kısmen kabule karar verildiğine göre 6100 Sayılı HMK."nun 312 ve 323. maddelerine uygun şekilde, tarafların haklı çıktıkları oranda yargılama giderlerinin paylaştırılarak karar verilmesi gerekirken mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu yargılama giderlerinin tamamının davalıya yükletilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm fıkrasının tamamen silinmesi ile yerine;
“1-Davanın kısmen kabulüne, davacının 20.04.2004 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle meslekte kazanma gücünü 22.11.2011 tarihi itibari ile %12,1 oranında kaybettiğinin ve iş kazası meslek hastalığı sigorta kolundan 5510 Sayılı Yasanın 19’uncu maddesi gereğince 01.12.2011 tarihinden itibaren sürekli iş göremezlik geliri bağlanması gerektiğinin tespitine,
2-Alınması gerekli 29,20 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 17,15 TL’nin mahsubu ile 12.05 TL’nin davalılardan SGK harçtan muaf olduğundan diğer davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- Karar tarihindeki AAÜT uyarınca 1800,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan tahsili ile Kendisini avukatla temsil ettiren davacıya verilmesine, kısmen kabule göre, 1800,00 TL vekâlet ücretinin de davacıdan tahsili ile kendisini avukatla temsil ettiren davalılara verilmesine,
4-Yargılama nedeniyle sarf edilen 1.462,85 TL yargılama giderinin kısmen kabule göre 250,00 TL’sinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının talep halinde taraflara iadesine,” hükmünün yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.