10. Hukuk Dairesi 2016/9306 E. , 2016/11471 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (iş) Mahkemesi
Dava, aksine Kurum işleminin iptali ile 28.10.1993 tarihinden itibaren malullük aylığı tahsisi ve ödenmeyen malullük aylıklarının yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne; davacının çalışma gücünün 2/3"ünü kaybetmesi nedeniyle malul sayılmasına, maluliyet başlangıcının SSK ..... Hastanesinin 08.06.1994 tarih, 1681 sayılı rapor tarihi olduğuna ve davacının 506 sayılı Yasanın 53/54 maddeleri gereğince malulen emekli olmaya hak kazandığının tespitine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı kurum avukatının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde "Hüküm sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir", hükmü öngörülmüştür. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması kamu düzeniyle ilgilidir.
Eldeki davada ise mahkemece bozma ilamında belirtilen hükümlere uyularak yapılan yargılama sonucunda bir hüküm kurulmuş ise de, davacının hak kazandığı aylığın hangi tarihten itibaren başlatılması gerektiği hususunda herhangi bir belirleme yapılmaması, usul ve yasaya aykırıdır.
Bu kapsamda, davacının ilk kez 30.05.1994 tarihinde maluliyet aylığı tahsisi talebinde bulunmasından sonra kurumca talebin reddolduğu, sonraki tahsis talebinde bulunduğu 16.11.2007 tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasanın “Zamanaşımı ve hakkın düşmesi” başlığını taşıyan 99’uncu maddesinin “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş kazalarıyla meslek hastalıkları ve ölüm sigortalarından hak kazanılan gelir ve aylıklar, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren beş yıl içinde istenmezse zamanaşımına uğrar. Bu durumda olanların gelir ve aylıkları, yazılı istek tarihini takibeden aybaşından itibaren başlar.” Hükmü dikkate alınmalı ve bozma sonrasında aldırılan Yüksek Sağlık Kurulu kararında maluliyet başlangıç tarihinin 08.06.1994 tarihi olarak belirlenmesi ile davacının 16.11.2007 tarihli sonraki yazılı talebi ile dava tarihi dikkate alınarak, 506 Sayılı Yasanın 56’ncı ve 99’uncu maddelerine göre 01.12.2007 tarihinden itibaren aylığa hak kazandığı belirgin olan davacı hakkında infaza elverişli şekilde bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3-Mahkemece, davacının talebinin 28.10.1993 tarihinden itibaren aylık bağlanmasına yönelik olmasına rağmen, 01.12.2007 tarihinden itibaren aylık bağlanması gerektiğine göre, bu durumda davacının istemine ve temyiz eden kurum sıfatına göre hükmün kısmi kabul niteliğinde olduğu anlaşılmakla, avukatla temsil edilen davalı kurum lehine, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan tarife uyarınca maktu vekâlet ücretine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
4-Ayrıntıları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.03.2006 gün ve ......... Esas, ......... sayılı kararında da belirtildiği üzere davada, kısmen kabule karar verildiğine göre 6100 sayılı HMK."nun 312 ve 323. maddelerine uygun şekilde, tarafların haklı çıktıkları oranda yargılama giderlerinin paylaştırılarak karar verilmesi gerekirken mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu yargılama giderlerinin tamamının davalıya yükletilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ:Hüküm fıkrasının tamamen silinmesi ile yerine;
“1-Davanın kısmen kabulü ile aksine kurum işleminin iptali ve davacının 01.12.2007 tarihinden itibaren malullük aylığına hak kazandığının tespitine, 506 sayılı Yasanın 116’ncı maddesi gereğince 01.03.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle aylıkların davalı kurumdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
2-Davalı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından peşin olarak yatırılan harcın hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen davetiye, posta, müzekkere, bilirkişi, talimat giderleri 1.240,87.-TL yargılama giderinin kısmen kabule göre 250,00 TL’sinin davalı ..."dan alınarak alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirmiş bulunmasından dolayı hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesap edilen 1.800,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kısmen kabule göre, davalı Kurum da kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, 1.800,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı Kuruma verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının talep halinde taraflara iadesine,” hükmünün yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.