Esas No: 2021/8059
Karar No: 2022/3524
Karar Tarihi: 28.02.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/8059 Esas 2022/3524 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/8059 E. , 2022/3524 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce başvurunun kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 04/02/2018 tarih 2017/İHK-37 sayılı itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; davacı yayaya plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir motosikletin çarpıp kaçması neticesinde davacının yaralandığını ve malul kaldığını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile belirsiz alacak olarak şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, talep artırım dilekçesi ile talebini 41.573,65 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; başvurunun reddi gerektiğini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; kazaya sebep olan aracın tam kusurlu, davacı yayanın ise kusursuz olduğu kabul edilerek başvurunun kabulü ile 41.573,65 TL sürekli işgöremezlik tazminatının 26/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine karar verilmiş; karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince bilinmeyen döneme ilişkin aktüer bilirkişi hesaplamasının denetime elverişli olmaması ve kusur oranı araştırılmadan davacının kusursuz, motorsiklet sürücüsünün tam kusurlu olduğunun kabulü ile karar verilmiş olması eksiklik olarak değerlendirilmekle; bu yönden İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılarak, dosyanın kusur oranı konusunda delilleri toplamak, değerlendirmek ve sonucuna göre hükme ve denetime elverişli aktüer bilirkişi ek raporu alınarak hüküm kurulmak üzere Tahkim Komisyonu Başkanlığına gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kararı üzerine İtiraz Hakem Heyetince 15/01/2018 tarihli ara karar ile kusur raporu alınmasına, kusur bilirkişi raporu ücreti olarak 400,00 TL’nin davalı ... tarafından ara karar tutanağının tebliği tarihinden itibaren 4 günlük kesin süre içinde yatırılmasına ve belirtilen süre içinde bilirkişi ücretinin yatırılmadığı takdirde davalı ... Hesabının kusur durumu yönünden bilirkişi raporu alınmasına ilişkin itirazından vazgeçmiş sayılacağı ve dosya üzerinden değerlendirme yapılacağı hususunun ihtarına karar verildiği, ara kararın davalı ... Hesabının ... mail adresine 15/01/2018’de gönderildiği, ancak davalı ... Hesabının bilirkişi ücretini kesin süre içinde ikmal etmediği anlaşılmıştır.
İtiraz Hakem Heyetince davalı ... Hesabının ara kararda belirtilen kesin sürede bilirkişi ücretini ikmal etmediği gerekçesiyle itirazının reddine karar verilmiş, hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Eldeki davada uyuşmazlık; tarafların kazanın meydana gelmesindeki kusur oranlarının tespiti noktasında toplanmaktadır. Somut olayda irdelenmesi ve ispat edilmesi gereken husus, davacı yayaya çarpan ve olay yerini terk eden söz konusu araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde hangi oranda kusurlu olduğu hususunun ispat yükünün taraflardan hangisine ait olduğudur. Bu aşamada “ispat yükü” kavramının açıklanmasında yarar görülmektedir.
İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümlenmesinde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 187/1). İspat yükü de ispatı gereken bu vakıalara dayanan tarafa ait olacaktır. Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna ise ispat yükü denir. Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 6/1). 4721 sayılı Kanun’un bu hükmü 6100 sayılı Kanun’un 190. maddesinin birinci fıkrasında bir başka biçimde yinelenmiş olup; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” denilmiştir. Kendisine ispat yükü düşmeyen taraf, karşı (kendisine ispat yükü düşen) tarafın iddiasını (olguyu) ispat etmesini bekleyebilir. Kendisine ispat yükü düşen taraf iddiasını ispat edemezse, diğer (ispat yükü düşmeyen) tarafın onun iddiasının aksini ispat etmesine gerek yoktur; o olgu ispat edilememiş (yani dava bakımından yok) sayılır. Diğer taraf, ispat yükünü taşıyan tarafın iddiasının doğru olmadığı hakkında delil sunabilir. Karşı ispat faaliyeti için delil sunan taraf, ispat yükünü üzerine almış sayılmaz (HMK m. 191/1). İspat yükü kendisine düşen taraf bir vakıayı ispat ettikten sonra, artık ispat yükü aksini iddia eden karşı tarafa geçer. Bunun üzerine karşı tarafın o olgunun doğru olmadığını veya başka bir olgu nedeniyle hükümsüz kaldığını ispat etmesi gerekir.
Somut olayda; davacı kaza tarihinde plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın kendisine çarpıp olay yerini terk ettiğini, kaza nedeniyle yaralanarak malul kaldığını beyan ederek maddi tazminat isteminde bulunmuştur.
Şu durumda; kusura ilişkin ispat yükü davacı taraf da olup, İtiraz Hakem Heyetince kusur bilirkişi masrafının ikmali hakkındaki muhtıra niteliğindeki ara kararın davacı tarafa tebliği ile, davacı tarafın bilirkişi masrafını ikmal etmesi için süre verilmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, ispat külfetinin davalı tarafta olduğunun kabulü ile davalı tarafa kusur bilirkişi masrafının ikmali için ara kararın tebliği ile davalının söz konusu masrafları süresinde ikmal etmemesi nedeniyle davalının itirazının reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 28/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.