10. Hukuk Dairesi 2016/14184 E. , 2016/11473 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hâline münasip eve konulan haczin kaldırılması ile satışın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak, ilamında belirtilen şekilde, davanın kısmen kabulüne, davacı adına kayıtlı taşınmazın 110.000,00 TL ¨"den az olmamak üzere haczedilerek satılmasına, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline,
Satış bedelinden 110.000,00 TL” nin ayrılarak davacıya verilmesine, geri kalan miktarın alacaklılara ödenmesine, karar verilmiştir.
Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, ilk kez verilen davanın reddine dair karardan sonra Dairemizin 12.01.2015 günlü ve .......... sayılı ilamıyla Mahkemece yapılan araştırmanın eksik araştırmaya dayalı olduğu, davacı hakkında haciz ve satış kararı alınabilmesi için öncelikle usulüne uygun şekilde bir ödeme emrinin tebliği ile takibin kesinleşmesi gerektiği hususu belirtilerek, bozulduğu anlaşılmakta olup, Mahkemece bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, ......... sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Eldeki davada, davacı hakkında davalı kurumun 05.10.2004 tarihli haciz kararı ile davacı adına kayıtlı olan eve haciz konulduğu, bu haciz kararının 1997/6146 sayılı Ödeme emrine dayalı olarak konulduğu anlaşılmakla birlikte mahkemece bahse konu 1997/6146 sayılı ödeme emrine ilişkin belgelerin getirtilmeksizin, davalı kurumca gönderilen ve haciz konusu ödeme emri ile herhangi bir bağlantısı veya tevhit yapılıp yapılmadığı anlaşılamayan, üstelik dönemlerive miktarı da farklı olan (97 yılı 8. ayı ile 98 yılı 4. ayı arasında) bir ödeme emrine ait tebliğ belgelerinin(1998/2376) gönderilmesi nedeniyle takibin kesinleştiğinin kabul edildiği anlaşılmakta olup, davalı kurumca davacı hakkında birden çok takipler dolayısıyla usulünce tebliğ edilmemiş veya kesinleşmemiş bir dosyadan haciz yapılması veyahut haczin kapsamına farklı takiplerin de sokularak işlem yapması 6183 sayılı Yasa gereğince mümkün olmadığından, davacı hakkında davalı Kurumca hacze konu edilen takip nedeniyle öncelikle usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş olması gereken bir takibin varlığı araştırılmalıdır.
Yapılacak araştırmada davacı hakkında tevhitli (kurumca birleştirilmiş) bir takip yapılıp yapılmadığı hususu da belirlenmeli ve sonucuna göre ödeme emrinin hacze konu takip nedeniyle usulünce tebliği ile takibin kesinleşmiş olması şartının aranması gerekirken eksik araştırma sonucunda yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, mahkemece usûl ve yasaya aykırı olarak verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 21.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.