20. Hukuk Dairesi 2013/7706 E. , 2014/823 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı gerçek kişi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında....Mahallesi 2419 ada 40 parsel sayılı 1176,55 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği nedeniyle davalı adına tesbit edilmiştir.
Davacı ..., çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parselin orman niteliği ile ... adına tapuya tesciline ilişkin verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 20.03.2012 gün ve 2012/2731-4159 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “...davalıların dayandığı tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve varsa krokileri, dayanak tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, revizyon görmemiş ise neden revizyon görmediği, tapu malikleri ile davalı arasındaki akdi veya ırsi ilişkiyi gösteren belgeler, komşu parsel tutanak ve dayanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilmeli, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli, taşınmazların bulunduğu 2419 ve 2420 nolu adaların bir bütün halinde yüzölçümleri dikkate alındığında 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde belirtilen orman içi açıklık konumunda bulunmadıkları nazara alınmalı, dayanak tapu kaydı aynı gün temyiz incelemesi yapılan ve ayrı adalarda bulunan parsellere yönelik açılan davalarda da (Mahkemenin 2010/519, 2010/513, 2010/632, 2010/531, 2010/643, 2010/491, 2010/629 ve 2010/600 Esas sayılı dosyalar) bulunduğu nazara alınarak birlikte yapılacak keşifte, tapu kaydının, sabit sınır oluşturan şimalen ve garben belirtilen sınırlarından başlayarak yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Yasanın 20/C ve 32/3 maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamı belirlenmeli, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyedlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılmalı...” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, çekişmeli taşınmazın dayanılan tapu kaydının miktar fazlası olduğu, ancak zilyetlik şartlarının davalılar yararına oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazın ham toprak niteliğiyle tesbit ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 20 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından 26.12.1989 tarihinde yapılan ve 08.06.1990 – 08.12.1990 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması ile daha sonra 13 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından 4999 sayılı Kanuna göre yüzölçümü ve fennî hataların düzeltilmesi çalışması 29.01.2010 tarihinde yapılmış ve 02.02.2010 – 02.03.2010 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmiştir.
Dosya kapsamına, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapıldığına ve çekişmeli taşınmazın, davalının dayandığı 25.05.1935 tarih ve 16 sıra nolu tapu kaydının miktar fazlası olup, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca aralıksız ve nizasız ekonomik amaca uygun zilyedlik bulunmadığı gibi, taşınmazın özel mülkiyete konu olacak şekilde imar ve ihya edilmediği belirlenerek hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A madde gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 21/01/2014 günü oy birliği ile karar verildi.