3. Hukuk Dairesi 2016/12074 E. , 2017/18411 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının alacağı için ... İcra Müdürlüğünün 2006/3104 Esas sayılı icra dosyası ile aleyhine takip başlattığını, davacının maaşından kesintilerle borcun ödendiğini, ancak borcun bitmesine rağmen maaştan kesintilerin devam ettiğini, 4.973,56 TL tahsilatının fazladan yapıldığını, fazladan tahsilat için başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, itiraz iptaline, takibin devamına ve %20"den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; fazladan tahsilat yapılmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; son iki bilirkişi raporu dikkate alındığında fiilen fazla tahsilat yapılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay
denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Mahkemece alınan birinci bilirkişi raporunda davalının 925,00 TL fazla tahsilat yaptığı, davacının fazladan ödediği ancak davalının tahsil etmediği bedelin 3.236,00 TL olduğu, ek bilirkişi raporunda davalının fazla tahsilatının 1.850,57 TL olduğu, davacının fazla ödemesinin 3.236 TL olduğu, ikinci bilirkişi raporunda davalının halen 126,97 TL alacaklı olduğu, davacının fazla ödemesi olmadığı, üçüncü bilirkişi raporunda ise iki alternatifli sonuç şeklinde düzenlendiği, kesinleşen ... İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/54 Esas sayılı dosyasındaki bilirkişi raporuna göre ödemeler dikkate alınırsa 3.164,55 TL fazla ödeme yapıldığı veya 20.10.2010’a kadar yapılan ödemeler esas alınırsa fazla ödeme olmadığı belirtilmiştir.
Hâl böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan hukukî ve maddî olgular gözetilerek, öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında uzman bilirkişiye verilmesi ve raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek, hükme dayanak rapora ilişkin davacı vekili itirazlarını da karşılar şekilde; somut verilere dayalı, gerekçeli, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınması, davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödemelerin ve davalı tarafından tahsil edilen ödemelerin tespiti ile hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.