Esas No: 2021/10750
Karar No: 2022/3374
Karar Tarihi: 24.02.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/10750 Esas 2022/3374 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/10750 E. , 2022/3374 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12/11/2018 tarihli dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine dair verilen 11/06/2019 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
K A R A R
Davacı vekili; davalı şirkete sigortalı bulunan davacının yolcu olarak bulunduğu aracın karıştığı kazada davacının yaralandığını, sunulan raporda davacının maluliyetinin %34 olarak tespit edildiğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 5.001,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş, talebini 184.704,78 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kabulüne 185.704,78 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 13/07/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte sigorta kuruluşundan alınıp başvurana ödenmesine, dair verilen karara davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından davalı vekiliin itirazının reddine karar verilmiş; karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Söz konusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak alınan Mersin Üniversitesi Sağlık Uygulama Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen 12/03/2018 tarihli raporda, davacının kaza nedeniyle travma sonrası stres bozukluğu sağ kalça ekleminde eklem hareket kısıtlılığı ve pelvis kırığı nedeniyle oluşan maluliyeti %34
olarak belirlenmiştir. Anılan bu raporun, kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmesi usule uygundur. Ne var ki; raporda maluliyetinin hangi oranda pelvis kırığından hangi oranda travma sonrası stres bozukluğundan oluştuğu ayrı ayrı belirtilmediği gibi maluliyeti oluşturan psikiyatrik rahatsızlıkla ilgili incelenen belgelerin hangi belgeler olduğu da belirtilmemiştir yine maluliyet ile kaza arasında illiyet bağı kurulacak nitelikte tespitler yer almadığı ve iyileşme gösterip göstermeyeceği değerlendirmesinin de yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; maluliyetinin hangi oranda eklem hareket kısıtlılığı, pelvis kırığından hangi oranda travma sonrası stres bozukluğundan oluştuğunun ayrı ayrı belirtildiği, davacının kazadan önceki ve sonraki psikiyatrik şikayetleri ile uygulanan tedaviye yönelik tüm belgelerin (psikiyatri poliklinik kayıtları, reçeteler, ilaç raporları) davacı taraftan sorulup, ilgili yerlerden temin edilmesinden sonra, davacının muayenesi yapılarak rahatsızlıklarının devam edip etmediği, kazada ile maluliyet arasındaki illiyet bağı bulunup bulunmadığı ve sürekli olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu veya en yakın Üniversite Hastanesinin Adli Tıp Anabilim Dalından içerisinde psikiyatri alanında uzman doktorun da bulunduğu heyetten olay tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun rapor alınarak, davacının kaza nedeniyle sürekli çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak (usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- Kabule göre de; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin 13. fıkrası ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 17. maddesinin 2. fıkrası gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen vekalet ücretinin 1/5’i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, tam nispi vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA dosyanın İtiraz Hakem Heyetine iletilmek üzere hakem kararının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 24/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.