3. Hukuk Dairesi 2021/6386 E. , 2021/10024 K.
"İçtihat Metni"ANKARA 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında, bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalının istinaf başvurusunun reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kısmen kabulüne dair yeniden esas hakkında verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile 22/06/2015 başlangıç tarihli ve 3+3 yıl süreli kira sözleşmesi imzaladığını, davalı kiracının sözleşme süresi sona ermeden 22/10/2017 tarihinden itibaren sözleşmeyi feshettiğini, 25/10/2017 tarihinde de kiralananı tahliye ettiğini, davalının erken tahliye nedeniyle TBK’nın 325. maddesi gereği makul süre kira bedelinden sorumlu olduğunu, ayrıca sözleşmenin 6/c maddesine göre kira sözleşmesi süresi dolmadan ve 6 ay önce feshi ihbarda bulunulmadan sözleşmenin feshedilmesi durumunda 6 aylık kira bedelinin erken tahliye tazminatı olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığını, bu tazminatın cezai şart olarak nitelendirilmesi gerektiğini ileri sürerek; şimdilik 1.000 TL makul süre kira bedeli ile 5.000 TL cezai şart bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; taraflar arasındaki sözleşmenin TBK’nın 331. maddesi gereği olağanüstü sebeplerle feshedildiğini, TBK’nın 329. maddesinde kararlaştırılmış olan fesih sürelerine uyularak fesih işleminin gerçekleştirildiğini, bu nedenle makul süre tazminatının talep edilemeyeceğini, sözleşmenin 6/c maddesinde belirtilen tazminatın erken tahliye tazminatı olduğunu, cezai şart olmadığını, aynı nedene dayanılarak iki ayrı tazminat istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; cezai şarta ilişkin talebin reddine, makul süre kiralama tazminatına ilişkin talebin kabulü ile 1.000 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı, taraflarca istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davalının istinaf talebinin reddine, davacının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, kiraya verenin erken feshe bağlı kaybının sözleşmede maktuen belirlenmiş olduğu, sözleşmedeki 6 aylık kira bedeline ilişkin belirlemenin cezai şart olmadığı, bu belirlemenin erken tahliye tazminatına ilişkin olduğu, bu madde hükmüne göre talepte bulunan kiraya verenin ayrıca makul süreye ilişkin kira tazminatı talebinde bulunmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle, erken tahliye tazminatına ilişkin 1.000 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına makul süre kirası ya da cezai şart isteminin reddine karar verilmiş; karar, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Taraflar arasında 22/06/2015 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin varlığı hususunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin 6/c maddesinde, kira sözleşmesi süresi dolmadan kiracının tahliyesi durumunda 6 aylık kira bedelinin kiracıdan erken boşaltma tazminatı olarak alınacağı kararlaştırılmıştır. Davacı kiraya veren, sözleşmenin 6/c maddesinin cezai şart olduğunu belirterek, bu maddeye göre 5.000 TL"nin tahsilini talep etmiş; bölge adliye mahkemesince, sözleşmedeki bu maddenin cezai şart niteliğinde olmadığı, erken tahliye tazminatı niteliğinde olduğu değerlendirmesi yapılmış ve sözleşmenin bu maddesine göre taleple bağlılık ilkesi gereğince 1.000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Buna göre bölge adliye mahkemesince; davacının sözleşmenin 6/c maddesi gereği talep ettiği tazminat miktarı 5.000 TL olup taleple bağlılık ilkesi gereği davanın 5.000 TL üzerinden kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile 1.000 TL üzerinden kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 371. maddesi uyarınca bölge adliye mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 9 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, dosyanın 373/2 maddesi uyarınca kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 13/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi