
Esas No: 2021/8648
Karar No: 2022/3379
Karar Tarihi: 24.02.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/8648 Esas 2022/3379 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/8648 E. , 2022/3379 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı ... Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Başvuran vekili; davalı şirketlere sigortalı bulunan araçların karıştığı kazada yolcu konumunda bulunan davacının yaralandığını en az %6 oranında malul kaldığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 13/04/2020 tarihli dilekçesi ile talebini ... Sigorta için 15.531,69 TL ve ... Sigorta için 47.697,88 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, başvurunun reddini savunmuştur.
Sigorta Uyuşmalık Hakem Heyeti tarafından, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; Başvuran talebinin kısmi kabulü ile, ... Sigorta A.Ş. için şirketin önceden yapmış olduğu ödemenin güncellenmiş değerinden farkını oluşturan bakiye maluliyet tutarının 44.625 TL, ... Sigorta A.Ş. icin 14.483,98 TL olduğu, toplam 59.108,98 TL sürekli is göremezlik tazminatının 22/11/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte sigorta şirketlerinden tahsili ile başvurana ödenmesine, fazlaya iliskin talep edilen ... Sigorta icin 3.072,88 TL ve ... Sigorta A.Ş. için 1.047,71 TL olmak üzere toplam 4.120,59 TL tutarın reddine karar verilmiş Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından uyuşmazlık hakem heyetince verilen karara yapılan İtirazın reddine dair karar, davalı ... Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma
gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
20/01/2019 kaza tarihi itibari ile Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği yürürlükte olup davacı tarafından dosyaya ibraz edilen 30/10/2019 tarihli Katip Çelebi Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından hazırlanan rapor kaza tarihinde yürürlükte olmayan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre hazırlanmıştır. O halde Tahkim Komisyonu tarafından yukarıda açıklanan ilkelere göre kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre davacının maluliyet oranının belirlenmesi yönünde rapor alınması, maluliyet raporunda belirlenen oranlara göre aktüer raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- Kabule Göre de ; T.C. Anayasası'nın 36/1. maddesindeki adil yargılanma hakkının ve 6100 sayılı HMK'nın 27. maddesindeki hukuki dinlenilme hakkının kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılması bakımından, davada esaslı işlem olan bilirkişi raporlarının taraflara usulünce tebliğ edilmesi gerekir.
İtiraz Hakem Heyetince hükme esas alınan ek hesap bilirkişisi raporunun davalı vekiline tebliğ edilmediği görülmekle, usulünce yapılmış tebligat olmadan ve davalının savunma haklarını da kısıtlar biçimde yargılamaya devam edilip yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4-2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun'un 6. maddesi hükmüne göre, bu kanun hükümleri uyarınca ödenecek maddi tazminat ile bağlanacak emekli aylığı; uğranılan maddi ve manevi zararların karşılığı olup yargı mercilerinde maddi ve manevi zararların karşılığı olarak kurumların ödemekle yükümlü tutulacakları tazminatın hesabında, bu kanun hükümlerine göre ödenen maddi tazminat ile bağlanmış bulunan aylıkların göz önünde tutulması gerekmektedir.
Somut olayda davalı vekili, davacının kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların yapılacak hesaplamada dikkate alınarak mahsup edilmesi talep edilmiş olmasına ve polis memuru olan davacının eldeki davaya konu kazada yaralanmış olmasına göre, 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun dahilinde davacıya bir ödeme yapılıp yapılmadığı, ödeme yapılmışsa ödenen bedelin neye ilişkin olduğu (maddi-manevi tazminat miktarlarının ayrı ayrı belirtilmesi) hususlarının sorulması ve dayanak ödeme belgelerinin temin edilerek yapılacak inceleme neticesinde hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetli olmamıştır.
5-Yine; davacıya SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise yapılan ödemenin miktarı ve niteliği ile ilk peşin sermaye değeri tutarının ne olduğu, rücuya tabi olup olmadığı hususlarının araştırılması ve dayanak ödeme belgelerinin temin edilerek yapılacak inceleme neticesinde hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetli olmamıştır.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30/17. md. ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesi ile Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrasına "tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir" hükmü eklenmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 17/2. maddesinde ise "Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir" düzenlemesi yapılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; İtiraz Hakem Heyeti'nce davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 13. maddesi ve AAÜT'nin 17. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamıştır.
6- Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin hesap raporuna yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) , (4) ve (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, (6) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin hesap raporuna yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 24/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.