20. Hukuk Dairesi 2013/10923 E. , 2014/999 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Hassa Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/02/2011
NUMARASI : 2009/470-2011/27
DAVACI : S.. G..
DAVALI : Hazine
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, sınırlarını dava dilekçesinde bildirdiği taşınmazın muris babası zilyetliğinde bulunduğunu, üzerindeki binanın babası tarafından yaptırıldığını, taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkartıldığını, Karayolları Mersin 5. Bölge Müdürlüğü tarafından bu yerde kamulaştırma çalışmaları yapıldığını ileri sürerek binanın kendisi ve paydaşlarına ait olduğunun tesbiti ile değerinin belirlenmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne; m.. H..mirasçılarının taşınmazın davacıya ait olduğu yolundaki beyanları da nazara alınarak A.. K..ında bulunan ve 2623 sayılı parsel içinde kalan binanın davacıya ait olduğu ve bina değerinin 40014.00.-TL olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede ilk kez 1953 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1995 yılında ilk tahdidin aplikasyonu ile 2/B uygulamaları yapılmış ve kesinleşmiştir.
Dosya içeriğinden, çekişmeli taşınmazın 1992 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda orman niteliğiyle Hazine adına tescil edildiği, Devlet Ormanlarına ait tapu kayıtlarında şerh verilemeyeği gözetilmeden bir kısım kişiler lehine zilyetlik şerhi verildiği anlaşılmaktadır.
Taşınmaz, 171 numaralı orman kadastro komisyonu tarafından yapılan çalışmada, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkartılmışsa da halen orman olarak tapuda kayıtlı bulunmaktadır.
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Şöyle ki; uzman orman bilirkişisi eşliğinde keşif yapılarak yörede 1995 yılında yapılıp kesinleşen 2/B uygulamasına ait harita ve tutanaklar yöntemince uygulanmamış, taşınmazın bu çalışmaya göre kesinleşen 2/B alanında kalıp kalmadığı duraksama yaratmayacak bir biçimde belirlenmemiş; 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen ek 4. madde gereğince kullanım kadastrosu yapılıp yapılmadığı ve yapılmışsa bu çalışmada ne gibi bir işleme konu olduğu araştırılmamıştır.
Kaldı ki; çekişmeli 2623 sayılı parsele ait tapu kaydında Süleyman oğlu H.. G.. lehine şerh bulunmaktadır. Öncelikle, bu kişinin davada taraf olarak yer alması zorunludur. Mahkemece şerh maliki bu kişi davaya dahil edilerek savunma ve delilleri sorulmamıştır.
Açıklanan nedenlerle; mahkemece, öncelikle şerh maliki davaya dahil edilmeli, savunma ve delilleri sorulmalı, varsa tanıkları belirlenmeli; halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, varsa davaya dahil edilenin tanıkları dinlenmeli, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA 23/01/2014 günü oy birliği ile karar verildi.