
Esas No: 2016/1302
Karar No: 2016/5803
Karar Tarihi: 11.05.2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/1302 Esas 2016/5803 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı, kendisine ait ve davalı şirkete kasko poliçesi ile sigortalı aracının direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu tek taraflı trafik kazasına karıştığını ve aracında hasar meydana geldiğini, davalı ... şirketinin ödeme yapmaması üzerine alacağın tahsili amacıyla davalının expertiz raporunda belirtilen 28.158,64 TL üzerinden ... Müdürlüğünün 2014/6522 E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını davalının takibe itiraz ettiğini belirterek, davalı borçlunun icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına ayrıca % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davacının kaza tespit tutanağı tutmadığını ve Polis"e haber vermediğini davacının bu davranışının şüphe uyandırdığını, davacının kaza yerine terk etmesinin de normal bir davranış olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir..
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile ... Müdürlüğünün 2014/6522 esas sayılı takip dosyasında borçlunun itirazının iptaline takibin devamına, itiraz sonucu takip durduğundan borçlu davalının asıl alacağın %20 tutarı olan 5.631,72 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine,, karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Mal sigortası türünden olan kasko sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşlarında gerek devamı sırasında ve gerekse rizikonun gerçekleşmesi aşamasındaki ihbar yükümlülükleri bakımından iyi niyet esasına dayalı sözleşme türlerindedir.
Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.1 maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması müsademesi devrilmesi düşmesi yuvarlanması gibi kazalar teminat kapsamındadır.
Diğer taraftan Türk Ticaret Kanunu"nun 1282. (6102 Sayılı Kanunun 1410; 1420) maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı kanunun 1281. (6102 Sayılı Kanunun 1409) maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir.
Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı, Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.1.5. maddesi ve Türk Ticaret Kanunu"nun 1292/3. (6102 Sayılı Kanunun 1446) maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.(HGK 10.12.1997 gün ve 1997/11-772-1043; HGK 16.12.1998 gün ve 1998/11-872-905; HGK 22.12.2010 gün ve 2010/17-655-688 sayılı ilâmları)
Uyuşmazlık, rizikonun ihbar edildiği şekilde meydana gelip gelmediği, dolayısıyla hasarın sigorta teminatı dışında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda; davalı tarafça sigortalı aracın davacı idaresinde iken yol yapımından dolayı yolda oluşan çamur neticesi kontrolünü kaybetip bahçe duvarına çarptığı iddia edilmiştir. Davalı tarafça kasko genel şartlarına aykırı olarak kaza yerinin terk edildiği ve böylelikle "Zorunlu haller dışında rizikonun gerçekleştiği yer veya şeylerde bir değişiklik yapmamak" kuralının ihlal edildiği iddiasıyla ödeme yapılmamıştır. Dosya kapsamında kaza tespit tutanağına rastlanmamıştır. Dava konusu kazanın meydana geldiğine yönelik ispat külfeti davacı sigortalıdadır.
HUMK"nun 275. (HMK’nun 266. maddesi) ve devamı maddelerine göre, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde mahkemece uzman bilirkişinin oy ve görüşüne başvurulması zorunludur.
Mahkemece, kasko sigortalı araçtaki hasarın ihbar edildiği şekilde gerçekleşip gerçekleşmediğinin ve teminat kapsamında olup olmadığının tespiti için uzman bilirkişi veya bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken sigorta şirketinin hasar dosyasındaki eksper raporuna dayanılarak eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
2-Alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davalı ... aracın kasko sigorta şirketi olup Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.3.1 maddesi uyarınca, sigortacı hasar miktarına ilişkin belgelerin kendisine verilmesinden itibaren en geç 15 gün içinde gerekli incelemeleri tamamlayıp hasar ve tazminat miktarını tesbit edip sigortalıya bildirmek zorundadır. Davacının sigorta şirketine müracaat ettiği tarihten 15 gün sonra davalı yönünden temerrüt oluşacağından, davalı ... şirketinin temerrüte düştüğü tarihin belirlenmesi açısından davacının davalı sigortacıya başvurusuna ilişkin belgeler getirtilerek ekspertiz raporu ve davacının faiz başlangıcı yönünden talebide gözetilip bu konuda talep aşılmamak kaydıyla faiz başlangıç tarihinin belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1, 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün taraflar lehine BOZULMASINA, 11.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.