3. Hukuk Dairesi 2013/1916 E. , 2013/4623 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin, yeni satın almış olduğu, ... Mahallesi, (Park Oran Konutları), 29036 Ada 1 Parsel üzerinde inşa edilmiş bulunan A1 Blok Kat 29, Bağımsız Bölüm No:112 de kayıtlı ev için, su aboneliği almak amacıyla davalı idareye başvurduğunda; müvekkilinden, işçilik ücreti, su tesisleri harcamalarına katılma payı, plaka satış gelirleri, kanalizasyon harcamalarına katılma payı adı altında 5.394,86 TL para tahsil edildiğini; idarenin uygulamasının hukuka aykırı ve haksız olduğunu ileri sürerek; müvekkilinden haksız şekilde tahsil edilen su tesisleri harcamalarına katılma payı ve kanalizasyon harcamalarına katılma payı ücretlerinden, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 500 TL"nin davalı idareden ödeme tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; şebeke bedeli ve kanal katılım payının, yasa gereği, idarece, sunulan hizmet karşılığı ilk malikten alınan bir bedel olduğunu, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 87 ve 88.maddeleri ile ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesine dayalı olarak tahsil edildiğini yapılan işlemin, usul ve yasaya ve Yargıtay İçtihatlarına uygun olduğunu savunup; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; "...İmar Kanunu"nun 23/6 maddesinde "Toplu mesken alanlarında alt yapı tesisleri belediyelerce onaylı projesine göre ilgili şahıs veya kurumlarınca yapılmışsa belediyece alt yapı hizmetleri nedeniyle hiç bir bedel alınmaz" hükmü bulunmaktadır.
Ayrıca, 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu"nun 5492 sayılı kanunla Ek madde 9"a eklenen 2.fıkrasında "Toplu Konut İdaresi tarafından yapılacak veya yaptırılacak her türlü alt yapı ve üst yapı inşaatlarıyla ilgili olarak 26.05.1981 tarihli Belediye Gelirleri Kanunu"nun ek 6.maddesinde yer alan bina inşaat harç ve 84. Maddesinin (1) ve (2) numaralı bentlerinde yer alan çeşitli harçlar, Kanundaki tarifesinde belirtilen en az tutarlar üzerinden alınır. Bu harçlar dışında her ne ad altında olursa olsun hizmet karşılığı olsa dahi başka ücret veya bedel alınamaz..." hükmü bulunmaktadır.
Toplanan delillerle davacının konutuna abonelik talep ettiği, binanın Toplu Konut alanı kapsamı içerisinde olduğu anlaşıldığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Gerekçesiyle" davacının su aboneliği nedeniyle kanal katılım ve şebeke hisse bedelinden sorumlu olmadığının tespitine, davanın kabulü ile 500.00 TL"nin ödeme tarihinden (11.03.2011) itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, maliki bulunduğu bağımsız bölüme ilişkin ferdi su aboneliğinin tesisi nedeniyle, davacının; davalı idareye kanal katılım ve şebeke tesis bedeli ödemekle yükümlü olup olmadığı konusundadır.
01.07.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu"nun Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı başlığı altında 87.maddesi “Belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce, aşağıdaki şekilde kanalizasyon tesisi yapılması halinde, bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden, kanalizasyon harcamalarına katılma payı alınır:
a)Kanalizasyon tesisi yapılması,
b)Mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi iki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller hangi yoldaki kanalizasyona bağlanmış ise, payın hesabında yola ait kanalizasyon giderleri nazara alınır.” düzenlemesi getirmiştir. Aynı yasanın 88.maddesi ile de su tesisleri için 87.maddeye paralel bir düzenleme öngörülmüştür.
2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununa dayalı olarak çıkarılan... Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesi ise “2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu"nun 87. ve 88.maddeleri gereği bir programa göre yapılacak yani; içme, kullanma, endüstri suyu ve kanalizasyon yatırımları ile mevcutların genişletilmesi (tevzi), iyileştirilmesi (ıslahı) amacıyla yapılan harcamalar ve istek üzerine... Genel Müdürlüğünce yapılacak işlerin toplam yatırım giderleri tesislerin hizmet edeceği saha dahilindeki gayrimenkullerin sahiplerinden su ve kanalizasyon tesisleri harcamalarına katılma payı alınır.
Su ve kanalizasyon şebekelerine katılma paylarının binasız arsanın vergi değeri payına isabet eden kısmı, inşaat ruhsatının alınması aşamasında avans olarak tahsil edilir.
Bina tamamlandıktan sonra bağımsız bölümlere veya binanın tamamına tahsis aboneliği verilmesi sırasında arsa değeri üzerinden alınan avans düşülerek, yapı değerinin emlak vergi beyanı üzerinden ayrıca %2 oranından fazla olmamak üzere katılım payı tahsil edilir” düzenlemesini içermektedir.
Yine 3194 sayılı İmar Kanununun “Yapı Kullanma İzni” başlıklı 30.maddesinin 3.fıkrasında “Bu maddeye göre verilen izin, yapı sahibini kanuna, ruhsat ve eklerine riayetsizlikten doğacak mesuliyetten kurtarmayacağı gibi her türlü vergi, resim ve harç ödeme mükellefiyetinden de kurtarmaz.” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda belirtilen yasa ve tarifeler yönetmeliği hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; davalı idarece yasanın yürürlük tarihinden sonra yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapılmış olması veya mevcutların iyileştirilmesinin yapılması halinde, tesislerin hizmet edeceği saha dâhilindeki gayrimenkul sahiplerinden yönetmelikte belirlenen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesisleri katılım payı talebe hakkı vardır. Ancak bu katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bu durumda hizmet götürüldüğünün davalı tarafça kanıtlanması halinde, davacı, katılım payının yüklenici veya kendisi tarafından ödendiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Ayrıca İmar Kanunu"nun 30/3. maddesi uyarınca iskân ruhsatının alınmış olması davalı idarenin kanal katılım payı istemesine engel teşkil etmez.
Hal böyle iken, yasa koyucu; toplu konutların maliyetini düşürmek ve sosyal devlet ilkesinin gereği olarak daha ucuz konut üretip konut açığını kapatmak için yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere, 2985 Sayılı Toplu Konut Kanununa 5492 Sayılı Kanunun 2. maddesiyle eklenen Ek 9/2. maddesi ile bir istisna getirmiştir. Anılan maddenin 2. fıkrası; “Toplu Konut İdaresince yapılacak veya yaptırılacak her türlü alt yapı ve üst yapı inşaatlarıyla ilgili olarak 26.5.1981 tarihli Belediye Gelirleri Kanunu"nun ek 6. maddesinde yer alan bina inşaat harcı ve 84. maddesinin (1) ve (2) numaralı bentlerinde yer alan çeşitli harçlar kanunundaki tarifesinde belirtilen en az tutarlar üzerinden alınır. Bu harçlar dışında her ne olursa olsun hizmet karşılığı olsa dahi başka ücret veya bedel alınamaz” hükmünü içermekte olup, bu düzenleme ile alınması gereken bir kısım bedellerin asgari hadden alınması, bunun dışında kalanların ise hiç bir şekilde alınmaması ve böylelikle konut maliyetinin düşürülmesi amaçlanmaktadır. Ancak, bu düzenlemenin; sadece konutun üretilmesi, inşaat ve iskân aşamalarında alınması gereken bedelleri içerdiği de gözönünde tutulmalıdır. Zira, bu aşamalardan sonra toplu konut bölgelerinde, Belediyelerin veya Belediyeye bağlı kuruluşların altyapıyı ıslah etmesi, yeni alt yapı tesisleri yapması, mevcutları iyileştirmesi, konut alanı dışında olan tesis ve ilavelerini değiştirip yenilemesi ve ihtiyaca cevap verecek hale getirmesi, gelişen teknolojiyle paralel hizmetler yapması durumunda, gerek Belediye Gelirleri Kanununda, gerekse ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinde açıklanan bedelleri isteyebileceği kabul edilmelidir. Aksi halde, bu bölgede mülkiyet sahibi olanlara ayrıcalık tanınmış olur ki, bunu hukuk düzeninin koruması düşünülemez (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.06.2012 gün ve 2012/13-157 E. 2012/345 K., Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 31.5.2012 gün ve 2011/21139 E. 2012/14121 K., Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 06.12.2012 gün ve 2012/4090 E. 2012/9001 K. sayılı ilamları).
Yapılan bu açıklamalardan sonra, somut olaya dönüldüğünde; davacıya ait bağımsız bölümün yer aldığı 29086 ada 1 parsel (eski 16743 ada 1 parsel) sayılı taşınmazın öncesinde TBMM milletvekilleri lojmanları olarak kullanılmakta iken devredildiği Başbakanlık Toplu Konut İdaresinin (...) başvurusu üzerine Ankara Valiliğinin 03.08.2006 tarihli kararı ile “Toplu Konut Alanı” olarak ilan edildiği, bu aşamadan sonra...ile Mesa – Aktürk adi ortaklığı arasında taşınmaz ile ilgili olarak 27.12.2006 tarihli “Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşımı Sözleşmesinin” imzalandığı (Bu sözleşmenin 21. maddesi uyarınca, adı geçen
firma tarafından; su ve kanalizasyon şebekelerine katılma paylarına ilişkin olarak, binasız arsanın vergi değeri payına isabet eden kısmının, yapı (inşaat) ruhsatı alımı sırasında davalı idareye ödendiği) ve ...nin taşınmazdaki mevcut payını 14.07.2010 tarihinde (arsa vasfı ile) Mesa – Aktürk adi ortaklığına satış suretiyle temlik ettiği, davacının ise yüklenici Mesa – Aktürk adi ortaklığından davaya konu bağımsız bölümü satın aldığı, dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Şu durumda; davacıya ait bağımsız bölümün yer aldığı taşınmazın “Toplu Konut Alanı” olan vasfını, 27.12.2006 tarihli sözleşme ve akabinde tapu sicilinden yapılan temlik işlemi ile kaybettiği, başka bir ifadeyle taşınmaz üzerinde inşa edilmiş olan binaların, TOKİ tarafından yapılan veya yaptırılan binalar kapsamında bulunmadığı ve dolayısıyla 2985 Sayılı Toplu Konut Kanunu"nun Ek 9/2.maddesinde ifadesini bulan istisnai halin, eldeki dava bakımından uygulanamayacağı bir gerçektir.
O halde, mahkemece; davalı idarece, davacıya ait taşınmazın bulunduğu bölgede kanalizasyon ve içme suyu tesislerinin yapıldığı ve davacının bu hizmetten yararlandığı ispat edildiğinden; bilirkişi marifetiyle bu hizmetten yararlanan bağımsız bölümün ilk maliki olan davacının ödemekle yükümlü bulunduğu kanal katılım ve şebeke tesis bedelinin, abonelik başvuru tarihinde yürürlükte bulunan tarife hükümleri dikkate alınarak belirlenmesi suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi ve sonucu dairesinde bir hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.